Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin İstanbul mitinginde konuştu. Başbakan Davutoğlu, Yenikapıda düzenlenen mitingde, konuşmasının başında, 7 Hazirandan bu yana milletimiz bir kere daha terörle imtihan ediliyor, bir kere daha yüreklerimizi kanatan alçakça saldırıları uğradık. Askerlerimiz, polislerimiz, çeşitli hizmetlerde görev yapan insanlarımız, sivil vatandaşlarımız, şehit edildiler, katledildiler. Buradan bir kere daha kaybettiğimiz canlara rahmet diliyorum, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Buradan da şehitlerimiz için bir Fatiha okuma ricasında bulunuyorum diyerek, mitinge katılanlarla birlikte Fatiha okudu.
Davutoğlu, Ağa babalarından aldıkları talimatlarla harekete geçtiler. Önce montaj kasetlerle bu yürüyüşü durduracaklarını zannettiler. Biz Atlantik ötesinden, dağlardan, diğer mihraklardan gelen seslere karşı, milletimize döndük. Size döndük, sizin yüreğinize, vicdanınıza döndük. Ey İstanbul, Bütün bu hainlere 1 Kasımda hadlerini bildirmeye var mısınız? dedi.
90LI YILLARDAKİ FAİLİ MEÇHULLERİN OLDUĞU DÖNEM DEĞİL
Başbakan Davutoğlu, Bu şer cephesi vazgeçmedi, Gezi kalkışmasının bir benzerini, Kobani bahanesi ile yapmaya kalktılar. Tam Cumhurbaşkanlığı makamına Cumhurbaşkanımız oturmuşken, yeni hükümet kurulmuşken, birden malum eş başkan talimat verdi. Hani şimdi katil devlet diye küstahça konuşan adam, o zaman Kobani olaylarını bahane ederek insanları sokağa çıkmaya, silahlanmaya davet etti. Eski devlet değil bu, 90lı yıllardaki faili meçhullerin olduğu dönem değil. Şimdi devletle milleti buluşturan Ak Parti kadrolarının kurduğu kudretli Türkiye Cumhuriyeti Devleti var. Kobanide DEAŞ teröründen kaçan yüz binlere kucak açan Türkiyenin sokaklarını karıştırdılar, vatandaşlarını hedef aldılar. 50 vatandaşımız, hani Yasin Börü ile simgelenen o gencecik bedenler, onlar tarafından katledildi. Baktılar ki Ak Parti bu tür oyunlarla devrilmiyor, bu sefer başka bir planı devreye soktular. Emanet oylarla, yalan ve iftiralarla bu kardeşliği, bu birlik ve beraberliği bozmak için hain bir senaryoyu harekete geçirdiler. Şimdi de Nişantaşından, Kandile köprüler kuruyorlar. Onlar nefret köprüleri, onlar şiddet, terör köprüleri kursunlar, biz gönül köprüleri kuruyoruz diye konuştu.
Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
Ellerindeki medya gücünü kullanıp bunlar, 40 yıllık terör örgütünü barış havarisi gibi gösteriyorlar. Doğuda terörü kutsayanları, terörün en has destekçilerini makyajlıyorlar. Allıyorlar, pulluyorlar, barış güvercini yapmaya çalışıyorlar. Allah aşkına, terörden barış güvercini olur mu? Allah aşkına, bir sabah Diyarbakırda bir çorbacıyı tarayıp, orada garsonu, çorba içeni Türk, Kürt demeden katledenden barış güvercini olur mu? Her gün sivillere saldıranlar, güvenlik güçlerimize pusu kuranlar bunlar değil mi? Sonra da iki kelimelerinden bir barış. Hendek kazarak mı barış inşa edeceksiniz? Pusu kurarak mı? Masum sivilleri öldürerek, katlederek mi bunlar barış inşa edecek. Bu iki yüzlülüktür, bu yalancılıktır.
HİÇBİR ÖN ŞART SUNMADAN BÜTÜN PARTİLERE UZLAŞMA ÇAĞRISINDA BULUNDUK
Başbakan Davutoğlu, Biz 7 Hazirandan bu yana 1 saniye dahi bu ülkede boşluk olmasına izin verdik mi? Ülkeyi yönetimsiz bıraktık mı? elimizi taşın altına koymakta hiç tereddüt ettik mi? Hiç bir ön şart sunmadan bütün partilere uzlaşma çağrısında bulunduk. CHP ne yaptı? Hani Sayın Kılıçdaroğlu, daha ilk gün çıktı dedik ki biz bir blokuz dedi, CHP, MHP, HDP. Hani biz seçimden önce söylüyorduk, o seçimden sonrada söyledi, blok siyaseti dedi, Ak Partiyi dışlayacağız dedi. Hemen Meclis Başkanlığında bunu denediler. Yüzde 41 oyu olan partiyi dışlamak mümkün mü? Ak Partisiz bir Türkiye siyaseti mümkün mü? Ak Parti olmadan Türkiyenin kaderini çizmek mümkün mü? Olmadı. Neden olmadı? Hemen arkasında Meclis Başkanlığında dimdik duran 258 kardeşimiz onlara blok siyaseti olamayacağını gösterdi dedi.
ONA BİRİNİN EVET DEMEYİ ÖĞRETMESİ LAZIM DA, HANGİ DİLDE ÖĞRETECEĞİZ BİLEMİYORUM
Davutoğlu, Kılıçdaroğlu blok siyaseti diyor. Bahçeli, hayır siyaseti. Allah aşkına Bahçelinin ağızından hiç evet diye bir şey duydunuz mu? Bugün Ankarada sırf bunu örtmek için kendisi evet diyemiyor da, kitlelere evet dedirmeye çalışmış. Bir kerede millet için, hayırlı bir iş için evet de. Kendisine ne teklif götürdüysek hayır dedi. Ne yapar Bahçeli? Köşesinde oturur terörle mücadele et diye başkalarına görevler verir. Benim bildiğim MHPliler ülkelerine hizmetten asla kaçmayacak, sorumluluk sahibi insanlardır. MHP tabanından biz o dönemde çok önemli mesajlar aldık. Ama Bahçeli hayır dedi başka bir şey demedi. Ona birinin evet demeyi öğretmesi lazım da, hangi dilde öğreteceğiz bilemiyorum. Milletin dili kaybeden, milletin lügatını unutan, evet diyebilir mi millete?. Bu tutumdan en çok samimi MHPli kardeşlerim rahatsız oldu. Çünkü siyasi parti demek sorumluluk almak demek. Sorumluluk almadı, korktu, çekinde. Ama Sayın Bahçeli, bütün MHP tabanından gelen tepkilere rağmen her şeye hayır dedi. Siyasi kriz olmuş, ekonomik kriz olmuş, Türkiye terörle mücadele ediyormuş onun hiç umurunda değil. Söze gelince kimse ondan daha fazla bağıramıyor. Bağıracağı zaman maşallah sesini yükseltiyor diye konuştu.
BİR KERE DE TEBESSÜM ET
Başbakan Davutoğlu, Ağızında hakaretler. Bugün de Ankara mitinginde, yine küfürler, hakaretler, iftiralar eksik olmuyor diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
Siyasi nezaketten nasibini almamış, bayramlık ağızını her açtığında öfke kusuyor. Sürekli kızgın, sürekli öfkeli, habire birilerini suçluyor. Bir kere de tebessüm et. Bir kerede halk senin mütebessim yüzünü görsün. Yok, sürekli öfkeli, sürekli kızgın. Herkesi suçluyor. Vatan hainliği ile suçluyor, terörist olmakla suçluyor, bölücülükle suçluyor. Buradan soruyorum; Sen değil miydin Sayın Bahçeli MHPlilere kardeşlerimize katil diyenlerle aynı hükümeti içine sindiren sen değil miydin 99da? Sen değil misin; iç güvenlik yasası konuşulurken HDP ile kol kola girip bizi yalnız bırakan. Sen değil miydin; daha 4 yıl önce en yakın arkadaşlarına kumpas kurup partine ameliyat yapmak isteyen paralel yapıya selam duran. Şimdi çıkmış, tek bayrak, tek millet, tek devlet diyerek, ülkede ayak basmadık yer bırakmayan Sayın Cumhurbaşkanımıza, bizlere hakaret ediyor.
Özgür ALTUNCU - Gülseli KENARLI - Güven USTA / İstanbul, (DHA)