Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Başbakan Ahmet Davutoğlu, A Haberde Başbakan ile Gündem Özel programında soruları yanıtladı.
Milletvekili dokunulmazlıklarına ilişkin soruyu Davutoğlu, şöyle yanıtladı:
Öncelikle hepimizin dokunulmazlıkların çerçevesi konusunda anlaşmamız, bir mutabakata varmamız lazım. Ben, bana en aykırı fikirlere dahi sahip olsa her milletvekilinin kürsü dokunulmazlığını sonuna kadar savunmamız gerektiğini düşünüyorum ve savunuyorum da. Ne söylerse söylesin, hangi fikri beyan ederse etsin millet adına, milletin kürsüsünde konuşan kimseye dokunulmaz ama aynı şekilde bir insan olarak ve milletten meşruiyeti almış bir Hükümetin Başbakanı olarak da 29 canımızı almış olan ve bu sadece Ankara olayıyla ilgili değil diğer terör olaylarında teşmil edilebilecek şekilde, bir caniye taziye ziyaretine de dokunulmazlık çerçevesinde değerlendirmek mümkün değil.
RUTİN BİR DURUM!
Bugünlerde dokunulmazlık gündemde olduğu için bu fezlekelerin gönderilmesinin sanki yeni bir durummuş gibi algılandığını ifade eden Davutoğlu, Hayır, rutin bir işlemdir, daha önce başka fezlekeler de aynı usule göre gönderilmiştir. Bütün bunları bütçe sonrasında hep beraber değerlendireceğiz ve Meclise ulaşmış fezlekelerle ilgili ne yapacağımız hususunu Meclis Başkanımızla da gerekirse diğer parti temsilcileriyle de görüşürüz. Çünkü bütün Meclisin onurunu temsil eden bir husus. Yani eminim, Cumhuriyet Halk Partisi de MHP de ve geçen gün de vurguladım HDPnin makul ve vicdan taşıyan milletvekilleri de bu milletvekilinin bir teröristin taziyesine gitmesini kabul etmemiştir dedi.
Tutuklama nasıl olacak? sorusu için de İlla meclis içinde olması gerekmiyor yanıtını verdi.
NEREDE İHTİYAÇ VARSA ORADA OLACAK
Terör operasyonlarına ilişkin Davutoğlu, şunları kaydetti:
Nereye ihtiyaç varsa orada yapılacak. Bu bir sabır gerektiren işlemdir. Nerede ihtiyaç varsa orada yapılacak. Gittiğim her yerde tek tek brifing alıyorum. Şimdi zikrederek burada şuralarda yapılacak diye dikkatlerin çekilmesini arzu etmem. Ama nerelerin kritik olduğunu biliyoruz. Bu hainlerin ve alçakların nerelere özel yığınak yaptıklarını biliyoruz. Bütün bu yığınakları da hesap ederek, ülkenin her bir yerinde İstanbulda, Konyada, Ankarada, İzmirde olan şartlar sağlanıncaya kadar ve ihtiyaç hissedilen yerlerin hepsinde bu çalışmalar yürütülecek. Ama bunlar çok sayıda değil.
PARALELLE MÜCADELE
Başbakan Davutoğlu Paralelle mücadele hiçbir kurum ayrımı gözetmeden bütün devlet yapısında sürecektir, sürmektedir dedi.
Fetullah Gülenin iadesi konusunda yeni bir gelişme olmadığını belirten Davutoğlu, Türkiyenin bu konudaki ABD ile ikili ve uluslararası hukuk çerçevesinde yürütülen teşebbüsleri var. Ümit ederiz en kısa zamanda netice alınır ama bu temaslar sürüyor diye konuştu.
KAYYUM AÇIKLAMASI
Başbakan Davutoğlu, Zaman gazetesine kayyum atanmasıyla ilgili şunları söyledi:
Bu tamamıyla hukuki bir süreçtir. Basın özgürlüğü konusunda Türkiyede kimsenin şüphesi olmamalıdır ama basın faaliyetiyle, basın faaliyetini örterek yapılan başka faaliyetler arasındaki ayrımı da hepimiz yapmak durumundayız. Türkiyede hükümetimiz aleyhine, Türkiyede genel olarak eleştirel anlamda yayın yapan çok sayıda basın yayın organı var. Hiçbirisine de herhangi bir hukuki işlem yapılmıyor. Çünkü eleştiri en doğal haktır ama burada söz konusu olan sadece bir basın faaliyeti değil özellikle meşru halk desteği ile iktidara gelmiş bir hükümete ve onun organlarına geçmişten beri yürütülen bir operasyonun neticesinde gelinen bir noktadır.
Dolayısıyla burada bu Paralel Yapının ve kara para aklama da dahil birçok işlemin söz konusu olduğu bir hukuki iddianame var ve bunun da nihai kertede belirleyicisi ve bu sürecin yürütücüsü yargı organlarıdır, kesinlikle hükümetimizle bu anlamda yönlendirici bir ilişki hükümetimiz açısından söz konusu değildir. Bu yargı organlarının aldığı kararlar da uygulanacaktır.
Anayasa Mahkemesinin yetkisinin doğru anlaşılmasını temin etmemiz lazım
Anayasa Mahkemesinin Can Dündar ve Erdem Güle ilişkin kararı konusunda Başbakan Davutoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
Anayasa Mahkemesinin birincil mahkemede süregiden bir davayı öne alarak, ki Anayasa Mahkemesi bu anlamda toplumun değişik kesimlerinden gelen ve bazen de hukukçu kimliği olmayan üyelerden de oluşan bir yapı, birincil mahkemenin yerine geçerek, daha sonra karar vermesi gereken Yargıtayın yerine kendini koyarak karar vermesi, hukuk sistemimizi keşmekeşe sokar ve gereksiz yere bireysel başvuru hakkının istismar edilmesine ve Anayasa Mahkemesi üzerinde büyük bir baskı oluşmasına yol açar. Hepimizin bunu yeniden düşünmesi ve hep beraber Anayasa Mahkemesinin bu konudaki yetkisinin doğru anlaşılmasını temin etmemiz lazım.
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun değiştirileceği iddialarına ilişkin Davutoğlu, Şu anda böyle başlamış bir çalışma yok. Bütün bu yaşananlardan sonra bu değerlendirilir dedi.