Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Biz talimat vermişiz, Türkmenleri ezdirmeyeceksiniz ve yardım edeceksiniz demişiz diyen Davutoğlu, İstihbarat birimlerimiz bu talimatla harekete geçmişler. Kimin haddine gelip de eğer bir yanlış uygulama olduğunu düşünüyorlar gelip bize soracaklar ifadelerini kullandı.
Habertürk canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlunun açıklamalarından ilgili bölümler şöyle:
Devlet işleyişi bakımından ve bu işin zamanlaması bakımından 2 şeye dikkat çekeceğim. Dünyanın herhangi bir yerinde devletin bir kurumu devletin bir başka kurumunun verilen talimat gereği yaptığı bir faaliyeti bir suçmuş gibi yansıtabilir mi?
Yani Amerikada istihbarat örgütü bir faaliyet yapıyor ama Pentagon o faaliyete baskın yapıyor. Siyasi otorite bir talimat vermişse, siyasi otoriteye bağlı bir kurum, siyasi otoriteden izin almadan o talimata müdahale etmesi açık bir suçtur. Evet o günlerde Bayırbucakta çok ciddi çatışmalar oluyordu. Bugün Suriye Türkmenlerini temsilen o zaman Suriye Türkmen Cephesinin Başkanı da açıklama yaptı.
Bunu da Devlet Bahçeli bilir ama örtüyor şu anda. Bunun manevi hesabını verirler. Biz talimat vermişiz, Türkmenleri ezdirmeyeceksiniz ve yardım edeceksiniz demişiz, istihbarat birimlerimiz bu talimatla harekete geçmişler. Kimin haddine gelip de eğer bir yanlış uygulama olduğunu düşünüyorlar gelip bize soracaklar. Başka bir şey yaparlarsa bu casusluktur ya da isyandır. Çok açık söylüyorum. Devlet idare ediyoruz, oyun oynamıyoruz. Biz talimat vereceğiz Türkmenleri koruyacaksınız diye, başka bir beyefendi veya paralel yapı, bir grup hükümeti zaafa uğratmak için gelip orada onu yapacaklar, ve bu da bir basın özgürlüğü olacak öyle mi? Amirinden izin almadan kimin haddine bir yere baskın yapmak? Amirleri kim onların? Hükümet. Hükümeti kim seçmiş? Millet. Millete yönelik bir eylemdir bu. Onların görevi değil o. Hem de orada görevli olmayan bir savcı müdahil oluyor. TIRların içinde ne olduğu kimseyi ilgilendirmez.
BDDKNIN BANK ASYAYI TMSFYE DEVRETMESİ
Seçimden bir hafta önce diye ertelenmez. Bir hafta sonra olsun diye geri bırakılmaz. İtirazı olanın da hukuk kapıları açık. Paralelle mücadele kendi doğası içinde ayrıca yürütülür. Ama bu bankanın normal bankacılık işlevi dışına çıkmasının sebebi bu paralel yapıyla ilişkileri. Normalde ekonomide çok basit bir kural vardır. Bütün ekonomie eğitiminde de işleyişinde de rasyonel aktör kuralı. Mesela kimse durup durduğu yerde zarar etmek istemez. Kimse gereksiz bir yatırım yapmaz.
Halbuki baktığınızda bu yapıda irrasyonel bir tavır ile belli kaynakların toparlanarak belli yerlere aktarılması üzerine yürüyen bir çerçeve var. Hukuka uygun olduysa yine dokunulmadı. sAhibi bilinmeyen ortaklar, gerçek ortak niteliği taşımayan ortaklar doğduğunda işte o zaman bankacılık sisteminin dışına çıkılıyor.
Kim ortak bilinir, kredi neredfe kullanılır bilir. Aksi takdirde bütün o şeyi devletin ödemesi gerekir. Normal Türkiyedeki bankacılık sistemine uyulması gereken kurallara işlemlere uyulmadığı için, bu soruların cevabı olmadığı için hem para yatıranların korunması hem sistemin korunması için BDDKnın işlemidir. Mudilerin hukuku korunur. Yönetimin şeylerinin bu hukukları zedeleyecek şekilde davranılmasıdır.
BANA İSİMLERİNİ VERDİLER
Siirtdeydim bana isimlerini verdiler. 5 genç dağa kaldırılıyor. Aileleri tehdit ediliyor. Muhtarlar tehdit ediliyor. Tabi biz bunların karşısında tedbir alacağız. 1 Ekimde görüştüğümüz Demirtaş, eğer 6 Ekimde ayaklanın diye tweet atıp, silahlanın diye tweet atıyorsa burada bir niyet problemi var demek. Bizim açımızdan çözüm sürecinde kesintiye uğrayan şey, bununla ilgili olarak belli tarafların kendi gündemlerini dayatmaları. Silahsızlanma...
Bir kere duydunuz mu Demirtaştan artık silahı gömmemiz lazım dediğini gördünüz mü? HDPye destek veren aydınlar ki çoğunu tanıyorum, o destek mesajının içinde HDP PKK ile arasına mesafe koysun diyebiliyor mu? Çözüm sürecinin kilitlendiği yer burası. Silahları bırakacaklar mı bırakmayacaklar mı? Ama benim elimde silah olacak, ben de bu silahı istediğim zaman kullanacağım. 7 Haziranda barajı aşmazsam silah kullanacağım yaklaşımına gelirse, çözüm süreci devam eder, muhatap olma nitelğini bu unsurlar kaybeder.
1991 YILINDA ÖYLE BİR EMEKLİLİK POLİTİKASI YAPILDI Kİ...
Gelecek yıl ek bir bir milyon, iki milyon alım artışı olarak çalışıyoruz. Toplumu bir bütün olarak değerlendirmek, ekonomik kalkınmayı bir bütün olarak ele almak lazım. 1991 yılında öyle bir emeklilik politikası yapıldı ki hala bedelini ödüyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde 42 yaşında, 45 yaşında emeklilik yok. Türkiyede 39 yaşına kadar düştü maalesef. İnsanların en verimli çalışma yaşı 55 yaşı. Seyyahen zam yaptık. Bunların ticaret yapmaları durumunda, emekliliklerin yani, yüzde 15 prim desteği alıyorlar ki emekliler ticaret yapıyorsa üzerindeki yük azalsın diye. Biz bunu yüzde 5e çektik, ilerde bu da olmayacak. vergide kolaylık sağladık. Sosyal desteklerle birlikte emeklilerimize sahip çıktık, daha da çıkacağız.
STAJYERLERE ÜCRET DÜZENLEMESİ
Biz Türkiyenin her iline üniversite kurarak oradaki gençlerin hayat standardını yükselttik. Şimdi stajyer olarak çalışanlara da ücret düzenlemesi getiriyoruz. Eğitim, staj, iş. Stajını alacak istihdam edecek. 3 yıl ustalık eğitimi almış bir esnaf bir yer açtığında faizsiz kredi vereceğiz.