Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, Antalyada çoğunluğunu iş adamlarının oluşturduğu Antalya Kahvaltı Grubuyla, Ramada Plaza Oteldeki kahvaltıda bir araya geldi. Kahvaltı öncesi gazetecilerin soruları yanıtlayan Selahattin Demirtaş, barajı aşmak üzere olduklarını söyledi, Oyumuz barajın sınırında artı eksi 1 olabilir dedi.
Halen yapılması gereken örgütlenme çalışmaları olduğunu kaydeden, anketlerin ancak bu aşamadan sonra anlamlı olacağını kaydeden Demirtaş, AKPye yakın bazı şirketlerin yaptırdığı anketlerin de kesinlikle güvenilirliği yoktur. Geçen hafta AKPyi düşük gösteren bir anket şirketine polis baskını yapıldı. Bu kadar antidemokratik bir kamuoyu araştırma mekanizması var. Tümüyle yönlendirmeye dönük çalışan kamuoyu araştırma şirketleri de var diye konuştu.
ASLA BAŞKAN OLAMAYACAK
Farklı şirketlerin ortalamasını alarak yaptıkları değerlendirmede oy oranlarının yüzde 9.5 ila 9.8 arasında olduğunu kaydeden Demirtaş, şunları söyledi:
Barajın altında kalabiliriz. Ama bunu Türkiyenin büyük bir felaketi olarak değerlendirmek de yanlıştır. Panik havasıyla, korku havasıyla AKP bir kez daha tek başına iktidar olacak, anayasayı değiştirip başkanlık sistemini oturtacak. Bizim geleceğimiz kararacak diye korkmanın da bir anlamı yok. AKP tek başına iktidar olmayı başarsa, tek başına anayasa yapmayı başarsa bile hileyle, aldatmayla oy hırsızlığıyla bunu başarsa bile yeni anayasayı yapamayacak, başkanlık sistemini getiremeyecek. Bunun koşulları yok. Şu hissiyatla HDPye oy verilme mecburiyetinde kalınmasın, biz ehveni şer değiliz. Kötünün iyisi değiliz. İnsanlar AKPden korktukları için HDPye oy versin istemiyoruz. Biz ne korku üzerinden siyaset yapmak istiyoruz ne de geleceğe dair korkular üzerinden siyasi bir rant elde etmek istiyoruz. Biz bu iktidarı şu veya bu şekilde alaşağı edeceğiz. Kendini sarayın sahibi zanneden sultanlar asla başkan olamayacaklar, başkanlığın tek bir gününü bile yaşayamayacaklar.
Demirtaş, partisinin baraj altında kalması halinde gidip evde oturmayacaklarını, Türkiyenin 4üncü büyük partisi olduklarını sadece meclis grubu olmadan parti çalışmalarının devam edeceğini söyledi.
YASA ÇIKMADAN MECLİS KAPANABİLİR
Selahattin Demirtaş, Mecliste görüşmeleri devam eden İç Güvenlik Reform Paketine ilişkin bir soruya ise yasanın, muhalefet iyi direnirse yasa çıkmadan parlamentonun kapanabileceğini söyledi. Görüşmelerde geçen 2 hafta içinde oturumları yöneten meclis başkanvekillerinin AK Parti milletvekilleri olduğunu ve çok yanlı bir tutum sergilediğini savunan Demirtaş, İktidarın, AKP grubunun haklarını korudular, muhalefetin haklarını ihlal ettiler. Buna rağmen iki haftada yarısına gelindi. Önümüzdeki iki hafta muhalefetin iki temsilcisi parlamentoyu yönetecek. Dolayısıyla içtüzük tam olarak uygulanırsa geri kalan yarıyı bir ayda ancak geçirebilirler. Bu da Martın sonuna denk gelir ki parlamentonun kapanma zamanıdır diye konuştu.
Demirtaş, yasanın geri çekilmesini ve komisyonda tekrar tartışılmasını önerdi ve Başbakanın bonzaiye, molotofa ihtiyacı var. O maddeleri görüşelim, konuşalım, 2 maddeye düşürelim çağrısı yaptı.
ARINÇ ÇÖZÜM SÜRECİNDEN RAHATSIZ
Demirtaş, açıkladığı taslak metindeki 10 maddeye ilişkin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın Demirtaş başta olmak üzere Kandilin ağzıyla konuşuyorlar açıklamalarının hatırlatılması üzerine çözüm sürecinin Arınçın tarzıyla sürdürülmesi durumunda bugünlere gelemeyeceğini söyledi.
Bülent Arınçın süreci bozmak için uzun süredir uğraştığını savunan Demirtaş, Çözüm süreci bir yerde tıkansın, biz de aynı üslupla cevap verip süreci tıkayalım diye sayın Arınç uzun süredir çaba sarf ediyor. Bunun bilinmesinde fayda var. Büyük bir rahatsızlık duyduğunu biliyoruz. Bülent Arınç çözüm sürecinden rahatsızlık duyuyor. Bunu kulislerde de duyuyoruz. Söylemlerini de buna bağlıyorum diye konuştu.
Dile getirdiği 10 maddeyi kafasından uydurmadığını söyleyen Selahattin Demirtaş, konuşmasına şöyle devam etti:
Sayın Arınç Bakanlar Kurulunda bu 10 maddeyi tartışmadınız mı? Bu 10 maddeyi hükümetin çözüm süreci kurulunda da tartışmadınız mı? İmralıda bu 10 madde tartışılmadı mı? Bu ilkeler üzerinde uzlaşma sağlanacağı üzerine sözler vermediniz mi? Verdiniz. Türkiye kamuoyundan niye saklıyoruz? Bu 10 madde gayrimeşru 10 madde midir? Türkiyeyi geriye götürecek, bölecek, parçalayacak 10 madde midir? Hayır. Evrensel, insan hakları standardını yükseltecek 10 maddeden bahsediyoruz. Dolayısıyla hükümet sözcüsü olarak bu tür gayri ciddi yaklaşımlarla süreci yürütemeyeceğinizi görmelisiniz.
ORTAK AÇIKLAMAYA KARŞI DEĞİLİZ
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğanın bugün Başbakanlık Ofisinde HDP heyetiyle yaptığı görüşmede çözüm sürecine ilişkin ortak açıklama konusunda bir tartışmanın yürütüleceğini kaydeden Demirtaş, ortak açıklama yapılmasına karşı olmadıklarını söyledi. Çözüm sürecinin geldiği aşamayı tespit eden ve geleceğe dönük öngörüsü olan bir açıklamanın, çağrının Türkiyenin lehine olacağını söyleyen Demirtaş, Hükümetle yapılacak görüşme bugün bu noktaya gelirse biz kamuoyuna ortak açıklama yapmaktan memnuniyet duyarız. 10 maddeyle birlikte başka çağrılar da içerebilir. Biz bundan kaçmayacağız dedi.
İSTAFA ETMESİNİ TAVSİYE EDERİM
Bu noktada herkesin kullandığı dile, üsluba dikkat etmesi gerektiğinin altını çizen Demirtaş, Türkiyenin barışı HDPden ve AKPden kıymetlidir. Hükümet sözcüsünden bunu bekliyoruz. Gayriciddi yaklaşımları bırakmasında fayda var. Barışı ve çözüm sürecini desteklemeyen bir Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü olabilir mi? Resmen olay bitsin diye elinden geleni yapıyor. Barış sürecine bu kadar tahammülsüzse kendisine istifa etmesini tavsiye ederim. Ya hükümet sözcülüğünden ya da bakanlıktan ayrılsın. Kendisinin tahrikleriyle bu iş yürümüyor. Zorlanıyoruz doğrusu şeklinde konuştu.
28 ŞUBAT ZİHNİYETİ DEVAM EDİYOR
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 28 Şubatın yıldönümü olduğunun hatırlatılması üzerine hiçbir şekilde hiçbir vesayetin siyasette kabul edilemeyeceğini söyledi. Bugün başka bir antidemokratik yapının söz konusu olduğunu dile getiren Demirtaş, Bu ülkede şu anda tek adamlık sistemi var. Geçmiş dönemde ordu siyaset üzerinde bir vesayet kuruyor idiyse şu anda bir kişi, sıfatı cumhurbaşkanı olmakla birlikte, Merkez Bankasından bir kaymakama kadar, ressamdan şaire, yüksek mahkemeden parlamentoya her yere müdahale ederek talimatlar yağdırıyor. Bunun vesayetten nasıl bir farkı olabilir ki, 28 Şubat zihniyetinden nasıl bir farkı olabilir ki diye konuştu.
Emre BAYLAN / DHA