Destici, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Merkez üssü İran'ın Hoy kenti olan 5,9 büyüklüğündeki depremden en çok etkilenen Van'ın Başkale ilçesinde hayatını kaybedenler için başsağlığı, yaralılara acil şifa dileyerek, çalışmalarla ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu başta olmak üzere ilgili bakanları ve yetkilileri tebrik etti.

Almanya'nın Hanau kentindeki ırkçı terör saldırısını kınadığını da ifade eden Destici, "Bizim vatandaşlarımız, son yıllarda Almanya başta olmak üzere Batı Avrupa'nın diğer ülkelerinde ırkçı saldırılara hedef olmaktadırlar. Bu saldırılarının tekrarlanmaması hususunda da Avrupa ülkeleri gerekli önlemleri almamıştır, alamamıştır." diye konuştu.

Avrupa Parlamentosu'nun PKK gibi terör örgütlerine gösterdiği ilgiyi, Avrupa'da ırkçı saldırıların önlenmesi için göstermediğini dile getiren Destici, "Solingen'de yanan yüreğimiz, Hanau'da bir kez daha kanatılmıştır. Diğer Avrupa devletleri bu konuyu sadece taziye ile geçiştirirlerse bu saldırıların arkası gelecektir. Ama herkes şunu bilmelidir ki Avrupa'daki vatandaşlarımız sahipsiz değildir." ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanlığının bu konunun peşini bırakmaması gerektiğini kaydeden Destici, bu ırkçı saldırılara karşı yapılan gösterilerin daha da üst seviyeye yükseltilmesi için devletin gerekli desteği vermesini önerdi.

Destici, Ozan Ceyhun'un Avusturya Cumhuriyeti nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliğine atanmasına ilişkin de değerlendirme yaptı. Ceyhun'un AK Parti ile ilgili geçmişte yaptığı bir açıklamayı okuyan Destici, hem Yeşiller hem de Sosyalistlerde milletvekilliği yaptığı dönemde Türkiye aleyhindeki pek çok kanunun, tasarının altında imzası olduğunu savundu.

Ceyhun'un, PKK'ya destek veren Yeşiller Partisi'nin milletvekili olduğunu kaydeden Destici, şunları söyledi:

"Aynı şahsın 1 Mart 1977'de bombalı saldırıda hayatını kaybeden ülkücü şehidimiz Mustafa Erol'u katleden katillerle birlikte ismi anılıyor. Şaibeli bir isim. Bunun mahkemelerce ispatlanıp ispatlanmaması ikinci derecede bir konudur. İsminin anılıyor olması dahi yeterlidir. Buradan sorulacak soru şudur, Türkiye Cumhuriyeti Devletini Avusturya'da büyükelçi olarak temsil etmek için AK Parti'yi yeren, bir ülkücü şehidin katlinde kanı olduğuna dair şaibeli olan, Yeşiller ve Sosyalist Parti milletvekili olduğu dönemde Türkiye aleyhtarı pek çok tasarıda, sözde, fiilde dahli bulunan, Batı Avrupa'daki Milli Görüş başta olmak üzere milliyetçi, maneviyatçı derneklere karşı her türlü faaliyetin içinde yer alan ve Alman vatandaşı olan birisinden başkası bulunamamış mıdır? 83 milyon içinde bu görevi hakkıyla yerine getirecek bir insanımız yok mudur da bu kadar şaibe içinde boğulan birisi buraya büyükelçi olarak atanmıştır?"

Dışişleri Bakanlığına "Bu yanlıştan dönülsün" çağrısında bulunan Destici, "Bizim için atandığı günden itibaren o makam boştur. BBP ve Alperenlerin nezdinde Türkiye'nin Avusturya büyükelçisi yoktur." ifadelerini kullandı.

HDP'nin kongrede Türkiye'ye meydan okuduğunu savunan Destici, bu meydan okumaya CHP başta olmak üzere bazı siyasi partilerin eşlik ettiğini söyledi.

Türk bayrağının asılmadığı, İstiklal Marşının okunmadığı, terörist başı Abdullah Öcalan'a saygılar sunulan bir kongrede Atatürk'ün partisinin ne işi olduğunu soran Destici, "Hangi mantıkla orada bulunmuşlardır? Bütün bu kepazelikler yaşanırken oradan çıkmayı, tepki göstermeyi hiç akıllarına getirmemişler midir?" dedi.

Bu partilerin bir beklenti için kongrede bulunduklarını belirten Destici, seçimlerde bu partilerin PKK'nın siyasi uzantısıyla açık işbirliği yaptığını söyledi.

BBP Genel Başkanı Destici, HDP dışındaki partilere "Bu son olsun. Teröre karşı birlikte mücadele etmeliyiz. Teröre kim destek veriyorsa, PKK ile kol kola yürüyorsa onlarla ilişki kurmayı kesin. Onlara meşruiyet kazandırmaktan vazgeçin." çağrısında bulundu.

PKK, PYD, YGP ne kadar Türkiye'nin düşmanıysa HDP'nin de o kadar düşmanı olduğunu dile getiren Destici, "HDP'nin PKK'dan hiçbir farkı yoktur. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımızı, yetkili savcılarımızı HDP kongresinde yaşanan rezalet başta olmak üzere HDP'nin kapatılması noktasında, var olan yasayı işletmeye, sessiz kalmamaya davet ediyorum." dedi.

Suriye'de Türkiye'nin karşısında Esed rejimi değil Rusya'nın olduğunu savunan Destici, bunu gizlemenin bir faydası olmadığını söledi. Destici, Türkiye'nin, tavrını açıkça belli etmesi gerektiğin kaydetti.

Türkiye'nin tereddüt etmeye zamanının olmadığını vurgulayan Destici, "Putin ya da diğer liderlerle birlikte görüşme tarihini beklemek Türkiye'ye kaybettirir." ifadelerini kullandı.

Savaşın sadece sahada olmadığını sosyal medya üzerinden de yapıldığını dile getiren Destici, bu işe ivedilikle bir çare bulunması gerektiğini belirtti.