Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın konuşmasından satırbaşları şöyle:
Güzel buluşmalarımız inşallah ülkemizdeki muhtarların tamamına ulaşana kadar devam edecek. Hamdolsun 10 bine yakın muhtarımızı ağırlamış olduk. Birileri bundan rahatsız oluyor. İnşallah 52 bine yakın muhtarımızın tamamıyla burada buluşacağız. Bunlar rahatsızlıklarını dışa vururken işi muhtarlarımıza hakaret etmeye kadar vardırabiliyor.
YAPTIKLARI TERBİYESİZLİK YANLARINA KAR KALACAKTI
-Geçtiğimiz haftalarda güya mizah dergisi kapağında muhtarlarımızı aşağılayan, istiskal eden karikatür yayınlamıştı. Muhtarlarımızın gösterdiği tepki üzerine bu dergi yine kapaktan özür dilemek zorunda kaldı. Sizler bu densizlere hadlerini bildirmemiş olsaydınız yaptıkları terbiyesizlik yanlarına kr kalacaktı. Siz muhtarsınız, sizin birliğiniz hiçbir şeyle mukayese edilmez. Hacı Bektaş Veli Hazretleri bir olalım, iri olalım, diri olalım derken biz buna bir şeyi daha ilave ediyoruz; kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım derken bunu kastediyoruz.
İSLAM DÜNYASINDA ÜÇ ÖNEMLİ FİTNE VAR
İslam İşbirliği Teşkilatı İstanbul Zirvesinde biz iyilikten, adaletten ve barıştan yana tavrımızı gösterdik. Zulüm etrafında birleşenler sadece zalimlerdir. İnsanlık, tarihi boyunca adaleti ve barışı aramıştır. Dünyada 1 milyar 700 milyon müslüman var ve bunların ümmet bilinciyle birleşmesi lazım. İslam dünyasının içinde bulunduğu en önemli üç fitne var. Bunların bir tanesi mezhepçiliktir, bir tanesi ırkçılıktır, bir tanesi de terördür.
BU İŞ BİTECEK
Cumhurbaşkanı Erdoğan terörle mücadelede büyük kayıplar verildiğini belirterek, son 35 yıldır 40 bini aşkın insanımız terörün kurbanı olduğunun altını çizdi. Erdoğan, Önce Demokratik Açılım dedik olmadı. Milli Birlik ve Kardeşlik dedik olmadı. En sonunda Çözüm Süreci dedik yine istismar edildi, yine olmadı. Artık bunların hepsi bir kenara. Çözüm sürecini de ne dedik buzdolabına koyduk. Şimdi operasyonlar dönemi. Ne olacak bu operasyonlar döneminde? Bu iş bitecek ifadelerini kullandı.
TERÖRLE MÜCADELE: ÖZERKÇİLİK OYNAYANLAR KAYBETTİ
-Bu milletin huzuruna kimsenin kastetmeye hakkı yoktur. Sonuna kadar tüm güvenlik güçlerimizle üzerine üzerine gidiyoruz, gideceğiz. Askerimizle, polisimizle, köy korucumuzla hep beraberiz. Dayanışma içerisinde bu işi sürdüreceğiz. Eğer bunu başaramazsak yazıklar olsun, bunu başaracağız. Bu millet güçlüdür ve bunu başarmaya da muktedirdir.
-Yaşanan bu terör olayları terör örgütünün şehir merkezlerinde uygulamaya çalıştığı eylem stratejisi yok olmuştur. Çukur siyasetleri çöktü. Kendi kendine özerkçilik oynayanlar kaybetmiştir. Şimdi iflastalar, çöktük, battık, nereye kaçacağız diyorlar. Telsiz dinlemeleri bunlar. Bütün bunların en önemli sebebi, bölge halkının tercinin bölünmeden değil, devletimizin bir parçası olarak kalmaktan yana olmalarıdır.
GÜVENLİK GÜÇLERİMİZ BİR KEZ DAHA YENMİŞTİR
-Bölge halkı yaşananları görmüştür. Tüm güvenlik güçlerimiz gerçekten fedakarca müdahaleyle terör örgütünü bir kez daha yenmiştir. Özerklikçilik oynayanlar kaybetmiştir. Milletimizin mahremini çiğneyerek onun gönlüne gireyeceğini zannedenler sadece nefreti kazanmıştır.
BÖLGE HALKINA SESLENİYORUM
-Buradan tüm vatandaşlarıma özellikle de bölge halkına sesleniyorum. Başlarını iki ellerinin arasına alıp düşünmelerini istiyorum. Terör eylemlerinin milletimizin menfaatleriyle en küçük bir ilişkisi var mıdır? Bu uğurda öldürülen Kürt gençlerinin milletimize en küçük bir katkısı olmuş mudur? Biz her bir şehidimizin, gazimizin adını tarihe altın harflerle kazıdık kazıyacağız. Peki terörist sıfatıyla hayatını kaybeden Kürt gençleri ne uğurda öldü. Pek çoğunun mezarı dahi olamayacak bu gençlerin ölümü Kandildeki terör baronlarının umurunda mı acaba?
Kazılan hendeklerin dibinde, kanalizasyon çukurlarında, örgütün kamplarında hayatlarını kaybeden bu gençlerin ölümü sadece aileleri için anlamlıdır.
Çözüm arıyorsanız işte size çözüm. Terör örgütünün en küçük bir izi kalmadan bu topraklardan attığımızda çözümü gerçekleştirmiş olacağız¦
TÜRKİYENİN SINIRLARI BİZİM SON SINIRLARIMIZDIR
Türkiyenin bugünkü sınırları bizim son sınırlarımızdır. Osmanlı Devletinin toprak büyüklüğü 100 yıl önce yaklaşık 5 milyon kilometrekareydi. Cumhuriyetimizi ilan ettiğimizde sonradan topraklarımıza katılan Hatay ile birlikte bunun ancak 780 bin kilometrekaresini yani altıda birini muhafaza edebildik. Elbette asıl hedefin bizi bu coğrafyadan tamamen kazımak, silip atmak olduğunun farkındayız. Hiç kimse kusura bakmasın, artık o devir geride kaldı.