Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Cumhurbaşkanı Erdoğan, efsane boksör Muhammed Alinin cenazesine katılmak için gittiği ABDden dönüşte uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Muhammed Alinin Vietnama savaşa gitmeyi reddetmesinin kendisini çok etkilediğini belirten Erdoğan, Bedel ödemiş biridir. Vietnama savaşa gitmeyi reddettiği için 5 yıl hapis, 10 bin dolar para cezası almış. Şampiyonluğu elinden alınmış, ringlerden men edilmiştir. Ama tekrar ringlere döndükten sonra, elinden alınan şampiyonluğu söke söke geri almayı da başarmıştır. Çok yardımsever bir insandı dedi.
Perşembe günkü cenaze namazı için Bir müslüman olarak dini görevimizi yerine getirdik diyen Erdoğan, Cuma olan tören, daha ziyade genel bir anma etkinliği biçiminde bir tören olacak denildi. Perşembe günü cenaze namazının kılındığı törene katılmakla maksadın hasıl olduğunu düşündük. O nedenle daha fazla kalmadan dönelim istedik dedi.
Uğurlama törenine kalmamanız, Türkiyeye dönüşünüzü erkene almanız çeşitli spekülasyonlara da neden oldu. Bunlara ilişkin değerlendirmeniz nedir? sorusuna ise şu yanıtı verdi:
Bizim buraya gelişimizdeki birinci neden, dini vecibemizi yerine getirmekti. Dini törenden sonra orada yapılacak merasim netleşmemişti. Geldiğimiz ana kadar da bu program net değildi. Buraya ulaştıktan sonda dahi programda çok sık değişiklikler yapıldığını gördük. Taslak sürekli değişiyordu. Cuma günkü programın dini bir nitelik arz etmediğini gördük. Hatta o programdan önce defin işleminin olup olmayacağı bile belli değildi. Perşembe günü cenaze namazını da eda etmiş olmamız hasebiyle, cuma günkü programa kalmaya gerek duymadık. Siyasi liderlerin katılımına dair bir şeyden de söz edilmedi. Böyle bir şey olsa kalıp ikili temaslarda da bulunma imknı olabilirdi. Bu da olmadığı için dönmenin daha isabetli olacağını düşündük. Ülkemiz hassas bir dönem içerisinde, orada fazlasıyla yapılacak işlerimiz var diyerek, cumayı beklemeden dönmeyi tercih ettik.
TOPLUMU TAHRİK ETMEMEK LAZIM
Cumhurbaşkanı, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlunun bir televizyon programında cezaevlerindeki PKKlıları ziyaret ettikleri yönündeki sözlerinin iyi ifade edilemediği için provokasyona yol açtığını savunurken şehit cenazelerinde Kılıçdaroğluna protestolarla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
Bu zat (CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu) biliyorsunuz bu safhaya gelmeden önce de benzer açıklamaları yapmak suretiyle, terör örgütünün arkasında olduğu siyasi partiyle adeta eş hareket eder duruma girmişti. Eş hareket eder duruma girmesinden sonra, birçok yerde bazı eylemlerin olması bana göre bir başlangıç değil, bir sonuçtur, bir neticedir. Fatihteki olay, bana gelen bilgilere göre, şehitlerimizin oradaki yakınlarının tavrı. Tabii ki gönlümüz böyle bir şeyi her halükrda arzu etmez, istemez. Keşke öyle bir şey olmamış olsaydı. Keşke yani orada böyle bir boş kovanın konması yaşanmasaydı. Yapılanı tasvip etmek mümkün değil. Fakat tabii ki siyasetçi de nerede ne konuşacağını gayet iyi bilmeli. Tahrikler tepkiye yol açabilir. Etki-tepki meselesi. Yani siz, hele hele böyle şehitlerimizin arka arkaya geldiği bir dönemde, toplumun hassasiyetlerini göz ardı ederseniz, bu toplum size tepki verir. Toplumu tahrik etmemek lazım. Siyasilere düşen de budur. Fakat orada, bir gün önce yapılan açıklamalar, şehit yakınlarını tahrik etmiş olmalı. Televizyondaki açıklamaları ben de dinledim. Biz PKKlı mahkûmları da ziyaret ederiz, DHKP-Cli mahkûmları da ziyaret ederizden kastedilenin, cezaevleri ile ilgili insan hakları komisyonu üyelerinin ziyareti olduğu iyi belirtilse, ifade yumuşatılmış olurdu. Ama Parti olarak ziyaret ederiz ifadesini kullandığınız zaman olay tamamen provoke edildi. İfade provoke edildi. Mesela yardımcısı onu çeviriyor. Yani bu, o gece o yayını yapan TVde de dinlendi. Daha sonra diğer TVler de aynen alıntı yapmak suretiyle bunu yayınlamış oldular. Burada, anamuhalefette istikametini kaybeden bir siyaset anlayışı olduğunu görüyoruz. Bu, tabii ki iyi bir gelişme değil. Temenni ederim ki toparlanırlar.
Hürriyet, Habertürk