Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Biz bu vatan topraklarını seviyoruz. Ama sevmiyenlerin olduğunu da görüyoruz.
Bakın şimdi yeniden başladılar. Bugünkü toplantıyla ilgili olarak bile, bir çcok muhtarımızın tehdit edildiğini biliyorum. Bundan dolayı gelemeyen muhtarlar olduğunu da biliyorum. Muhta memur mu, muhtar seçilmiştir. Cumhurbaşkanı nasıl halk tarafından seçiliyorsa, muhtar da seçilmiştir. Seçilmiş atanmışa göre daha üstündür.
13 yıl önce biz görevi gelirken, olağanüstü hal var mıydı? Vardı. Olağanüstü bir ay içinde biz kaldırdık.
Ondan sonra neleri hal ettik. Televizyon dediler. 24 saat yayın başladı. Kendi dilimizde propaganda dediler, oldu.
Bütün bu ayrımlar kalkmasına rağmen, hala bu ülkede bu fidanlarımızın şehit edilmesi nedir? Her şey yapıldığı halde bunlar ne istiyor?
Bunlar ülkemizi bölmenin gayreti içindeler.
Ekonomik sıkıntının olduğui günler yıkıldı. Artık bunlar yok.
Çok köklü reform hareketleri yaptık.
Okulları, camileri yıkanlarlar bunlar.
Bunlara karşı ortak mücadele için sizlerle birlikteyiz.
Biz emri dağdan almadık. Biz emri Haktan ve halktan aldık.
Bu süreçte kurulan tuzakları anlatmayacağım.
27 Nisan bildirisi de, Gezi olayları da, 17/25 Aralık da aynı amaca yönelik.
ÖLECEKSEK ADAM GİBİ ÖLELİM
Bugün bölgede devletin değil, örgütün baskısı var.
Teröristler hasta taşıyan ambülansa saldırıyor.
Teröristlerin bu saldırıları karşısında vatandaşlarımız güvenlik güçlerinin yanında yer almak zorundadır.
Ye devletin, ya da teröristin yanında yer alacaktır.
Öleceksek bir kere ölelim, adam gibi ölelim.
Malum bir gazete, Cumhuriyet gazetesi, halkı şikayet etti. Muhtar kendi mahallesinde,y hangi evde kim oturuyor, bilmeyecek mi?
Bu terörist midir değil midir? Bunu en yakın güvenlik gücüne bildirecek.
Muhtanın bu konuda atacağı adım devleti güçlü kılacaktır.
Çatışmaları başlatan devlet değil, 11 Temmuzda bölücü örgüt olmuştur.
Son seçimde, aldıkları oyları teröre destek için kullananlar, bunun hesabını verecektir.
Örgüte değil, devlete silah bırak çağrısı yapanlar apaçık ihanet içindedir.
Devletin güvenlik gücü silah bırakır mı ya? Onun enstrümanıdır. Terörist silahı bıracak, betona gömecek ve bu da tespit edilecek.
YA SEV YA TERK ET
Ya teslim, ya o, ya da bu ülkeyi terk.
Ekmeğinin peşinde olan güvenlik güçlerini öldürenleri savunanlar, alçaklık çukurunun en dibindedir.
Bu vicdansız gürüh sanmasın ki cezasız kalacak.
Belhum adal (Hayvandan daha aşağılık) grubu hesap verecek.
İhanete destek olan köşe yazarları bu sorumluluğa ortaktır.
Bu melese, al ver meselesi değildir. Demokrasi meselesidir.
Siyasetin yolu, kalkınmaya, terörün yolu, kana çıkar.
Terörde ısrar edenler, hak ettiği cevabı görecekler,
Kabil ile Habil arasında, katil kimdi, Kabil. Habili öldürdü. Mücadele öyle başladı.
Şehitlik peygamlerlikten sonra olan en yüce makamdadır.
Onların fedaraklığını milletimizi unutmamıştır.
Böyle bir süreçte hükümet görüşmeleri yapılıyor.
Türkiye henüz yeni hükümetine kavuşamadı.
Böyle bir süreçte çözüme yine milletimiz karar verecek.
Türkiyenin önünde, hükümet kurma sorunu, terör sorunu var.
Ya sizin bu ülkede dikili ağıcınız var mı?
OĞLUM BİLALİN YOLSUZLUĞU VARSA
Görev verdiğim, sayın başkana ziyaret etti, bir şey yok. Dün gece de görevi iade etti.
Bunun için çözüm üreten siyaseti savunduk.
Bir başka ifadeyle, çözüm üreteceksiniz.
Siyaset Tayyip Erdoğan ile uğraşmak değildir, kalkmış benim evladıma, Bilali ver, iktidarı al. Bu ne biçim siyassettir. Benim oğlumun bir yolsuzluğu varsa buna yargı karar verir.
Çocuğu olmayan bunu anlamaz (Bahçeliyi işaret ediyor)
Nedir o, Musollini, Hitler, biz ilhamımızı, Haktan ve halktan aldık.
Ufukları, Beştepeyi geçemeyenlerin çözümü olmaz. Zaten Beştepenin adresini bilmeyenlerle de bizim işimiz olmaz. (Kılıçdaroğluna söylüyor. Kılıçdaroğlu, Aksaraya gitmeyeceğini açıklamıştı)
Şahsımın üzerinden, milleti taviz eden, hep kaybetmeye mahkumdur.
Bir fıkra var.
Hani derler ya; Baba bir hırsız yakaladım, oğlum getir. Gelmiyor baba... O zaman bırak gitsin... Gitmiyor baba...
Bunların durumu da tam böyle. Hükümet kurun, kurmuyoruz. Seçime gidin, gitmiyoruz. Ne istiyorsunuz?
Sonra da cumhurbaşkanı hükümet kurmayı engelliyolar diyorlar. Şartlar belli. Bu şartları yerine getirdiniz, kapıya geldiniz de cumhurbaşkanı kapıdan mı kovdu? Benim hiç bir müdahalem olmamıştır. Tabiî ki düşüncemi söyleyeceğim milletim bana izin verdi. Bu benim vatandaşa olarak en tabii hakkım.
ERDOĞANIN ANLATTIĞI FIKRANIN ORJİNALİ ŞÖYLE:
Gece yarısı evine dönen genç adam evlerine girmeye çalışan hırsızı yakalamış.
Bir zaman süren boğuşmadan sonra genç adam içeriye seslenmiş nefes nefese;
- Babaaaaa, hırsız yakaladım.
İçeriden babanın sesi duyulmuş;
- Getir oğlum.
- Gelmiyor.
- Bırak gitsin o zaman.
- Gitmiyor.
- Allah Allah, sen gel bari.
- Bıraksa geleceğim baba beni de bırakmıyor
SİSTEM DEĞİŞTİ
Artık ülkemizde cumhurbaşkanı halk tarafından seçiliyor. Türkiye tarihinde, yeni bir model oluşmuyor mu, oluşuyor? anayasa litaratürü ortadadır, bu sistem değişikliğidir.
Tekrar seçime doğru gidiyoruz, zırvalarını dinlemekten sıkıldıklarım, yine çıkacaklar.
Biri çıktı, Beştepeye gitmem dedi, şimdi gidebilirim diyor.
Hükümetin kurulma şartları belli. Hükümet kurmak için anlaştınız da, elinize mi vurdum.
Hiç bir müdahelem olmamıştır. Anayasal süreci işlettim.
Fikrimi sorulunca söyleyeceğim. Bunu bu izni millet verdi.
Seçim sandığı, hesap verme yeridir.