Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Erdoğan yine muhtarlarla buluştu. Gündeminde terör operasyonları, 1128 akademisyenin imza attığı bildiri ve CHP liderinin sözleri vardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan önce akademisyenlere yüklendi. Cem Karacanın yarım porsiyon aydın benzetmesini hatırlattı. Sonra terör operasyonlarına değindi. Dağdaki teröristlerin ailesine varıncaya kadar tehditler savurduğunu söyledi. Biz kefenimizi giyerek bu yola çıktık deyip terörle mücadele konusunda kararlılık mesajı verdi.
Erdoğan, konuşmasının son bölümünde ise CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlunun Diktatör bozuntusu. Sen namus ve şeref kavramlarından ne anlıyorsun? Ettiğin yemine niye sadık kalmıyorsun sözlerine sert çıktı. Erdoğan Bazı insanlar vardır ya hani yüzüne tükürsen yağmur yağıyor zanneder ya bu da böyle pişkin bir tip. dedi.
İşte Erdoğanın açıklamalarının satır başları:
Bir yılda 14 defa 400erli gruplar halinde muhtarlarla bir araya geldim. Birileri bundan rahatsız oluyor.
Tek parti CHPsini anlatmak için kullanılan bir şey vardı: Halk plajlara hücum etti vatandaş denize giremedi. Böyle bir örnek.
Bunlar halkın Cumhurbaşkanlığı külliyesinde ağırlanmasına dayanıyorlar. İstedikleri kadar çırpınsınlar. Artık lümpen akademisyenlerin yönettiği eski Türkiye yok. Artık sözün de yetkinin de milletin elinde olduğu yeni Türkiyenin inşaası sürecindeyiz.
AKADEMİSYENLERE CEM KARA ŞARKISIYLA TEPKİ
Cem Karaca bu lümpen aydınlar için diyor ki yarım porsiyon aydın. Bugünkü aydınlar çeyrek porsiyon kabilinde bile değil. Cem Karaca yarım porsiyonluk şarkısında şöyle diyor:
Her zaman ki köşenizde
Her zaman ki barınızda
Önünüzde viski ve havuç
Ve bir eliniz çenenizde
Kaşınız hafifçe yukarıda
Bakışlarınız ne kadar bilgiç
Hiçbir şey üretemeden
Sadece eleştirirsiniz .....
Ekmeğin fiyatını bilmezsiniz
Ama ekonomik poliika
Karılarınızı döverken siz
Ne kadar bilimselsiniz
Bu yaz yine güneydeydiniz
Yerli halkı beğenmediniz
Burda da orda da o aynı barlar
Hep o yarım porsiyon aydınlık
Aynı çehreler aynı laflar
Vallahi hiç değişmemişsiniz
Türkiye anaysasında da belirtildiği gibi Türkiye laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Akademisyenlerin suç işleme imtiyazı yoktur Türkiye bölücü terör örgütüyle niye mücadele ediyor.
BUNLARIN AĞA BABALARI DA BÖYLEYDİ
Siyasetçi millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya gelirse değer kazanır. Bizdeki terör örgütü sevicisi siyasetçiler adeta ülkeye verdikleri zararla kendilerini ölçüyorlar. Akademisyenler bilime yaptığı katkılarla konuşur. Bu bildirici güruhun çoğunun uluslararası alanda bir katkısı yok. Velev ki bir katkısı olsun böyle bir terör örgütünün yanında yer alıyor musun almıyor musun? Asıl ölçü bu. Sadece ihanet işlerinde bunların adlarını işitiyoruz. Bunların ağa babaları da böyleydi. Tanzimattan beri aynı yolun yolcusu olanlar Osmanlı döneminde Osmanlı düşmanı olmak, Mevşruiyet döneminde meşruiyet düşmanı Cumhuriyet döneminde de Cumhuriyet düşmanları.
Siz eleştirince oluyor da ben eleştirince olmuyor öyle mi. Bunlar ahlak yoksunu. Siz bu milletin sağladığı imkanlarla bu devletin kurumlarında kariyer yaparak bu noktaya geldiniz. Şimdi millete ihanet ediyorsunuz. Hiç bir şeye değilse bile yediğiniz ekmeğe saygınız olsun. Bu akademisyenlere sormak istiyorum: Siz Türkiyenin birliğinden yana mısınız değil misiniz?
BUNLARIN KALPLERİ MÜHÜRLÜ
Aydınlara ciğeri beş para etmez terör örgütünün ifadelerini imzalamak yakışır mı? Bu terör propogandasıdır. Akademisyen iseniz bunu en iyi sizin bilmesi gerkeiyor. Devlet, evinin kapısında, okulunda, terörün baskına maruz kalan vatandaşının yanında olmayacak mı? Elbette bu güruhtan hakkaniyetli bir cevap gelmeyeceğini biliyorum. Bunların kalpleri mühürlü.
POLİS SİZİN HEDEF TAHTANIZ MI?
Terör örgütü sivilleri hedef almamaları ama polise askere istediği gibi saldırabilir diyor. Bu şekilde düşünenler insanlıktan nasibini almamış aşağılığın aşağısı kişilerdir. Polis insan değil mi? Korucu insan değil mi? Sizin hedef tahtanız mı? Bu ülkede senin can güvenliğini sağlamak, nesil güvenliğini sağlamak, buları yapıyor. Şimdi kalkıyorsun siviller ölüyor ölmüyor bunun ayrımcılığını yapıyorsun. Ambülans şoförü, öğretmen insan değil mi?
Bölgedeki insanların canına kast eden teröristlerin tamamı etkisiz hale getirilene kadar mücadelemiz sürecektir. Emniyet mensuplarını outrduğu lojmana saldırıp, 4 yaşındaki çocuğu, öyle istanbuldaki gibi sahde değil gerçek anlamda ekmek almaya giden 9 yaşındaki çocuğun ölümü var.
DAĞDA YAŞAYANLAR AİLEMİZİ TEHDİT EDİYOR
Terör örgütünün dağda yaşayanları ailemize varıncaya kadar tehdit ediyor Biz kefenimizi giydik ve yola böyle çıktık. Ne olduğunu biliyoruz Kuvvet sahibi olan allahtır. Bize tayin edilmiş olan hayat bellidir.
ŞIRNAK VE HAKKARİ TAŞINACAK
Onlar örgütüyle, belediyeleriyle yaptıklarının hesabını adalete vereceklerdir. Kamu düzenini tesis ettikten sonra bu meselenin kökten çözülmesi için yapılmasını kararlaştıracağız. Hakkari ili şu anda merkez yer değiştirecek. Artık Hakkari şehri Yüksekovada yeniden tesis edilecek. AYnı şekilde Şırnak Cizreye gidecek. Şehir yapılanmasına ne Hakkari müsaitti ne de Şırnak. Şırnakın asıl şehir merkezi Cizredir. O bölgede yaşyanlar bunu iyi bilir. Yükseova coğrafi yapı itibariyle şehir olmaya müsait bir yer. Elinde silah olanlar bunun bedelini ödeyecektir. Pişman olanlar teslim olursa devletin şefkatli kolları onlara açıktır. Terör örgütü içindeki gençlere sesleniyorum. Gelin yol yakınken hatadan dönün. Sizi ölü olarak değil ailenize milletinize hayırlı evlatlar olarak görmek istiyoruz. Yüzünüzdeki kırmızı maskelerle değil alnınız açık olarak görmek istiyoruz. Elinize tutuşturan silahlarla değil bilgisayrlarla görmek istiyoruz. Bu oyuna gelmeyin bu oyunu bozun.
KİMSE KÜRTLERE KARDEŞ DİYEMEDİĞİ ZAMANDA
Bizim mücadelemiz Kürt kardeşlerimizle değildir. Terörle ve terör yandaşlarıyladır. Devlet Kürtlere karşı katliam yapıyor diyorlar. O Kürt kardeşlerimiz bizim kardeşimizdir. Kimsenin Kürt vatandaşlarımıza kardeş demediği zamanda ben kardeşlerim dedim. O bölgelere hizmet gitmezkn hizmeti biz götürdük. Havalimanı, yollar, hastaneler yaptık. Bu adımları biz attık.
Terör örgütü bölgeye kan acı gözyaşı ve ümitsiz bir istikbal sunabilir. Benim Kürt kardeşlerimin temsilcisi bu terör örgütü olamaz.
Belediyeler devletin gönderdiği parayı dolaylı olarak Kandile gönderiyorlar.
DEVLETİMİZİ KAYBETTİĞİMİZDE VATANIMIZI DA KAYBEDERİZ
Şehitlerimiz geliyor, üzüntülüyüz. Onlar peygamberlik makamından sonra en güzel mertebeyi alıyorlar. Şehit babaları diyor ki Bir oğlum daha var o da polis, o da şehadet makamına yönelik görevini yürütüyor. Sonra o telefonu aldı. Cumhurbaşkanım hiç üzülmeyin biz bu mesleğe bunu bilerek geldik. Yeterki siz arkamızda olun dedi. Mesele bu. Unutmayın ki devletimizİ kaybettiğimizde vatanımızı da istikbalimizi de kaybederiz. Vatanını kaybedenlerin başlarına ne geldiğini hep beraber görüyoruz. Biz hiç bir güç milletimizi böyle bir elim duruma düşürmesin diye mücadele ediyoruz. Dünya batı, bu dönem için Türkiye sessiz bir devrim gerçekleştirdi diyordu. Hizmetler bağlamında da kat be kat yatırımlara imza atıldı.
Başta yeni anayasa olmak üzere başlatılan çalışmaları dikaktle takip ediyoruz. Küresel durgunluğa rağmen ekonomik kalkınmayı arttıramaya yönelik bir çaba içindeyiz.Elde edilen her başarı vatandaşlarımızın hayat kalitesini yükseltiyor. Bu süreci baltalamaya çalışanın ne Kürtün ne Türkün dostu olması söz konusu değildir.
İdeoloji kılıflu zırvalar coğrafyamızın geleceğini tanzim amaçlıdır. Bu gerçeği görmek için sadece biraz vicdan biraz feraset yeterlidir. Kandırılmış vatandaşlarımıza güveniyorum. Örgütün büyük bir umutla beklediği bahar bunları söküp attığımız güzel bir bahar olacak.
KILIÇDAROĞLUNA: YÜZÜNE TÜKÜRSEN...
Bu bir değil iki değil üç değil. Sabır sabır. Ana muhalefetin genel başkanı nyine çirkin yüzünü göstermiş. Bu zat bir süredir şahsımla ailemle ilgili ağzına da kişiliğine yakışmayan şekilde bir namus ve şeref edebiyatı tutturmuş gidiyor. Bazı insanlar vardır ya hani yüzüne tükürsen yağmur yağıyor zanneder ya bu da böyle pişkin bir tip.
Serseri mayın gibi dolaşıyor ortalıkta. 7 Haziran seçimleri sonrasında koalisyon kurulamayınca benim ana muhalefet liderine hükümeti kurma görevini vermemi ifade ediyorlardı. Cumhurbaşkanlığının yolunu bilmeyene ben görev vermem demiştim.
BU ZATIN KARIN AĞRISINI ORTAYA KOYARIM AMA...
Aslına bu zatın asıl karın ağrısını da ortaya dökerim ama ben bu konuları konuşmayı hicap duyarım. Çözüm bekleyen bunca sorun varken bu namus ve şeref fukaraları için vakit harcamak bana zul geliyor. Teröristlerin arkasında duran bu değil mi hangi namusla hangi şereften bahsediyorsun. Genel Müdür olduğu kurumu batırdı. Nice vatandaşlarımız bunun döneminde hastane köşelerinde neler çekti. İlacımızı alamıyorduk. Ve afedersiniz odalara girmek mümkün değildi. Bir hastanenin en önemli şeyi hijyendi. Hijyen bizimle bu ülkede tanıştı. Ondan önce yoktu. Siyasetçi olmuş başında olduğu partiyle katıldığı hiç bir seçimi kazanamamış. Tek bir hayırlı hizmeti vaki değildir. Bıraksanız varya memleketi batıracak. Nereden tutsanız elinizde kalan bir zavallı.
Şimdi bunun herhangi bir eseri olmadığı için akıl sağlığını da test edemiyoruz. Bunun sikleti de ölçülmüyor. Söylediğiniz her sözün israf her sözün teneke kabilinde bir söz olduğu noktada bu kişiye ne diyeyim.
Teröri kınayamayan, partisi içindeki klikleri yarıştırmayı siyaset sanan bu zaatı millet zaten yok sayıyor. Ben niye adam yerine koyayım ki. Varsın kendi hakaretleri küfürleri içinde çırpınsın dursun.
Hiç bir kötü, hiç bir iğrençlik bizi yolumuzdan alı koymadı. Koyamayacak.
Gaf üstüne gaf yapıyor. Allahımızla ilgili bir laf söyledi onu söylemiyorum. Allah onları ıslah etsin.