Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Erdoğan, Ama bu, işin bittiği anlamına gelmez. Savcı karara itiraz edebilir. İtiraz durumunda, üst mahkeme yeni bir süreci başlatabilir. Bize de bu durumda, yargının bu işleyişini izlemek düşer dedi. Erdoğan, soruları şöyle yanıtladı:
SEVDİĞİM BİR ARKADAŞTIR
Seyahate çıkmadan önce yaptığınız açıklamalar Türkiyede gündemi oluşturdu. Anayasa Mahkemesinin kararına itirazlarınız olmuştu, usul ve esastan itirazlarınız nelerdir?
Öncelikle Anayasa Mahkemesi kendisini burada adeta birincil mahkemenin yerine koyması yanlış olmuştur. Yargı süreci bitti mi? Hayır. Siz daha süreç bitmemişken devreye giriyor, durumdan vazife çıkartmak suretiyle böyle bir adım atıyorsunuz. Kaldı ki Sayın Anayasa Mahkemesi Başkanı, daha önceleri, Gerekçe açıklanmadan karar açıklanmaz tezini savunan bir arkadaşımızdı. Kendisi benim sevdiğim, takdir ettiğim bir arkadaştır. Ama ne yazık ki kendi kendine bu tür çelişkilere düşmesi, ülkemiz için, hukuk için çok yanlış bir gelişme olmuştur. Burada gerekçeyi açıklamadan, bitmemiş bir yargı sürecini alelacele bitirme konumuna gelmek usule aykırı olduğu gibi esasa da aykırıdır. Hem usul bakımından hem esas bakımından sıkıntı var. Kendisi tabii şimdi bir savunma içerisine giriyor ama bunu savunamazsınız.
DEVLET AİHM TAZMİNATINI ÖDER
Kendisi Anayasa Mahkemesinin verdiği karar her şeyin üstündedir, herkesi bağlar diyor. Anayasa ve yasa değişikliklerinde evet bağlayıcıdır ama bireysel başvurularla ilgili olarak böyle bir şeyi öne süremezsiniz. Zaten yanlış buradan kaynaklanıyor. Gerekçe açıklanmadan karar açıklanmaz diyordu hep. Karar herkesi zaten bağlıyorsa, neden birinci mahkemeye tekrar gönderiyorsun? Eğer bağlayıcı ise tekrar birinci mahkemeye gitmemesi lazım. Şimdi birinci mahkemeye gittiğine göre, eğer birinci mahkeme kalkar da kararında diretirse Anayasa Mahkemesinin verebileceği hiçbir karar yoktur. Nereye gider bu? Bundan sonra isterlerse AİHMye gidebilirler. AİHM eğer Anayasa Mahkemesinin verdiği istikamette bir karar verirse, o da sadece tazminat bakımından bağlayıcıdır. Devlet de itirazlarını yapar veya o tazminatı öder.
BUNUN ALTINDAN KALKAMAZSINIZ
Kaldı ki bir casusluk olayından söz ediyoruz. Bu, MİTin Bayırbucak Türkmenlerine yönelik atmış olduğu bir adımı deşifre etme girişimidir. Buna kalkışmış olanlar, savcısıyla askeriyle, şu anda cezaevindeler. Hal böyleyken, neymiş, bu konuda alınan tedbir, düşünce ve fikir özgürlüğünü ihlalmiş. Ne alakası var? Medya mensubu her istediğini yapma özgürlüğüne sahip midir? Ortada, devletin istihbarat teşkilatının sırlarını ifşa etme; olayları çarpıtma, Türkiyeyi DAEŞe yardım eden bir terör örgütü gibi göstermeye kalkışma girişimi var. Bunlara yapmaya kalkışanlara getirilen tedbire kalkıp basın özgürlüğü ihlali diyeceksiniz. Efendim, bu beraat kararı değil, bu tutuksuz yargılanma süreci. Doğrudur. Kusura bakmayın da, başkalarına uygun görülmeyen bu tür tutuksuz yargılamalar, ülkenin güvenlik sırlarını tehlikeye atanlara karşı uygulanırsa, bunun altından kalkamazsınız.
ERKEN SEÇİME KARŞIYIM
Referandumun yanı sıra erken seçime ilişkin tartışma da var. Buna nasıl bakıyorsunuz?
Ben erken seçimden yana olmayan bir insanım. Fevkalade durumlar olur, tabii o ayrı bir konu. Millet, anayasa konusunda partilerin ne yaptığını görüyor. Anayasa yapım sürecinden kimlerin kaçtığı da görülecek. Ama muhalefet buna yanaşmasa da, iktidar partisi Meclise bir anayasa taslağı getirebilir. Çıkar veya çıkmaz. Ama 330un yakalanması halinde, benim hiç tereddüdüm yok, millet bu işi halleder.
İHANETTEN DAHA BÜYÜK KRİZ OLUR MU
Selahattin Demirtaş, Sur için bir çağrıda bulundu ama halk pek ilgi göstermedi... Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bana gelen bilgiler de o doğrultuda. Ciddi bir kalabalık görülmedi. Ama kendisinin bir merkezden bu işler yönetiliyor havasına girmesi, durumu gösteriyor. Bir şeyi daha önce de söyledim: Terörle ilintili olanların dokunulmazlıklarının kaldırılması lazım. Çok sayıda fezleke var. Dokunulmazlıkların kaldırılması veya kaldırılmaması parlamentoda neticeye bağlanmalıdır. Parlamentoda bu işe evet diyecek birçok milletvekili olduğuna inanıyorum. Çünkü bu milletin vekili bu millete ihanet edemez, bu milletin vekili devletine ihanet edemez. Kimi, niçin sokağa dökmeye çalışıyor bunlar? Arkalarında PKK var. Hem milletin parasını yiyeceksin hem de ihanet edeceksin. Bu kabul edilemez.
Dokunulmazlıkların kaldırılması yeni bir kriz çıkartır mı?
Peki şu anda bir kriz yok mu? Millete ihanetten, vatana ihanetten daha büyük bir kriz olabilir mi? Bu konularda hep beraber dimdik durulması lazım, duracağız. Operasyonlar için de Kriz olur demişlerdi. Ama tam aksine, operasyonlar başarılı bir şekilde sürüyor. Peki hükümetimiz ne yapacak? Hükümetimiz de buralarda kentsel dönüşümü Adan Zye en iyi şekilde yapmak suretiyle, oralarda yaşayan vatandaşlarımıza en güzel imknları sunacak. Şu anda şehrin dışında olanlar, tekrar oralara taşınacak. Bizim Kürt vatandaşlarımız, bölge halkı, yeni yerlerine yerleşmek suretiyle de devletin, hükümetin himayesini bizzat yaşayacak. Ama onlar bunu yaşatmadı. Onlar ellerindeki belediyeleri ihanet şebekelerine teslim ettiler. İşte rögarların altından nasıl silahlar çıktığını, evlerde tehditlerle nasıl silah depoları oluşturulduğunu gördük.