Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
POSTA.COM.TR ÖZEL
Ankara Beştepedeki Cumhurbaşkanlığı Sarayında muhtarlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiyeye geliyor. Kendisine akademisyen diyen bir güruh Gelmeyin, bu; Erdoğan ve Davutoğluna destek anlamı taşır diyorlar. Bu anlayışa sahip olanları ben Mankurt olarak görüyorum dedi.
Peki Erdoğan, pek çok konuşmasında benzetme yaparken kullandığı bu ifadeyle neyi kastediyordu?
İşte Mankurtların kısa tarihçesi...
Mankurt, Türkçe kökenli bir kelime. Altay ve Kırgız efsanelerinde bahsedilen bilinçsiz, aklı ve iradesi olmayan köleler için bu ifade kullanılıyor.
Eski Türk, Kazak ve Kırgız destanlarından edinilen bilgi ve Orta Asya mitolojisine göre; Mankurt dönemin Orta Asya halkları arasında çok yaygın bir işkence ve zihin kontrol yöntemiydi.
Mankurt haline getirilmek istenen kişinin başı kazınır, başına ıslak deve derisi sarılır ve elleri kolları bağlı olarak güneş altında bırakılırdı. Deve derisi kurudukça gerilip eziyet gören kişinin başını mengene gibi sıkar ve inanılmaz acılar vererek aklını yitirmesine neden olurdu. Bu yöntemle kişinin bilinçsiz ve her istenen şeyi sorgusuzca yapan bir köleye dönüşmesi amaçlanırdı.
PSİKOLOJİ LİTERATÜRÜNDE DE BİR TERİM
Ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatovun Gün Olur Asra Bedel, diğer adıyla Gün Uzar Yüzyıl Olur romanında Sovyetler Birliği döneminde yaşanan sosyal ve kültürel sorunlar çarpıcı bir dille anlatılır. Mankurt ifadesi de Aytmatovun eserinde, geçmişini ve geleneklerini unutanlar için kullanılmıştır. Bu eser, pek çok Batı diline ve Türk lehçelerine çevrilmiş, mankurt ve mankurtlaştırma kavramları yaygınlaşmıştır.
Fransada V. Lackhine tarafından Yılın Kitabı olarak gösterilen Aytmatovun Gün Olur Asra Bedel eserinden yapılan alıntıyla Mankurtizm, sosyal kimlik değiştirme ve öz köküne yabancılaşma temalarını karşılayan bir terim olarak sosyal-psikoloji literatüründe yer almıştır.