Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
7 Hazirandan 1 Kasıma kadar AKP içinde ve dışındaki siyasi çevrelerde ne yapacağı en çok merak edilen isim 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül oldu. Tek başına iktidarın kaybedilmesinin ardından, partinin yeni yönetici kadrosuyla anlaşmazlık yaşayan çoğunluğu üç dönemlik AKPliler Gülün kapısını aşındırmaya başladı. Güle yönelik partisiyle bağları azalan AKPlilerin bu ilgisi, özellikle 12 Eylüldeki kongre ile en üst düzeye çıktı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğanın parti yönetimine kesin olarak damgasını vurduğu belirtilen kongrenin ardından Gül de 1 Kasım sonrasını öngörerek arayıştaki AKPlilerle bağını artırdı.
5. PARTİ
Gül, siyasi geleceklerini kendisine bağlayanların çoğaldığı 1 Kasım seçimleri öncesinde, görüşmelerinde ve medyaya yaptığı açıklamalarda, AKPnin kuruluş dönemi ilkelerinden uzaklaşmaya başladığı eleştirilerini dile getirdi. Dış politikaya yönelik eleştiriler de yönelten Gül, yaşananlar için kayıp yıllar ifadesini kullandı. Gülün bu net tanımı, kendisinden bir işaret bekleyenler için en net 1 Kasım sonrası mesajı olarak algılandı. Tam o sırada gündeme gelen 5. parti tartışmalarıyla ilgili olarak Gülle görüşenler, Gül, bu partinin kurucusu ve yıllarca yöneten 2 isimden biri. Asla 5. parti işlerine girmez ama partinin kurucu ideallerinden sorun gördüğü için bir oy kaybı durumunda dışlanan partilileri de geri getirecek biçimde partiyi toplamak için aktif siyasete döner değerlendirmelerini yaptı.
BAŞSAĞLIĞI GERİLİMİ
Tarafların bu beklentileri içinde girilen 1 Kasım seçimlerinde çıkan sonuç, beklenmeyen ölçüde yüksek oy oranını getirince tüm koşullar değişti. Gül, ilk gün Twitter hesabından bir açıklama yaparak, AKPnin seçim başarısını kutladığını belirtti. Ancak özellikle Davutoğlu cephesi, bu açıklamayı yeterli bulmadı. Başbakanın çevresinde Gülün bizzat telefonla ya da mesaj göndererek Davutoğlunu kutlaması gerektiği ifade edildi. Bu beklentide Gülün 10 Ekimdeki Ankara katliamı üzerine HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaşı arayarak başsağlığı dilemesi üzerine yaşanan gerilim etkili oldu. Başbakan Davutoğlu, Gülün HDPye başsağlığı mesajını, Sadece HDPye taziye dilemek, orada hayatını kaybeden bütün vatandaşları HDP ile özdeşleştirmek anlamına gelir. Büyük bir acı yaşadık. Türkiyenin en büyük taziye evi Başbakanlık ofisidir sözleriyle eleştirdi. Gül de Davutoğluna, Bugün öyle ki ölülerimize başsağlığı dilediğimizde bunu bile garipseyen bir ortam ortaya çıkıyor. Bu ortam içerisinde nasıl beraber yaşayacaksınız, nasıl uzun süre herkes birbiriyle beraber olacak sözleriyle karşılık verdi.
VE BEKLENEN TELEFON
Cumhuriyet gazetesinden Erdem Gülün haberine göre, yüzde 49 oy oranı, Davutoğlunun beklediği kutlama telefonunun gelmesini sağladı. Gül, önce Erdoğanı telefonla aradı. Ardından da Davutoğlunu arayarak seçim başarısı için kutladı. Gül de, Başbakanlık da, Cumhurbaşkanlığı da bu telefonu özel olarak kamuoyuna duyurmadı. Ancak telefon, parti içinde kulaktan kulağa yayıldı. Gülün telefonu Davutoğlu cephesinde farklı, parti içindeki muhalif isimlerde farklı sonuçlar yarattı. Başbakan cephesi, Gülün artık siyasi bir aktör olarak harekete geçemeyeceği sonucuyla rahatladı. Siyasi gelecekleri için Güle umut bağlayan AKPliler ise bu umutlarını başka bahara ertelemek zorunda kaldı. Güle umutlarını bağlayan isimlerin yakın dönemde sessizce gelişmeleri izlemek için beklemeye geçecekleri, ardından Erdoğana değil, Davutoğluna yaklaşacakları da kulislerde dile getiriliyor.