HDP seçim öncesi söylemini değiştirdi. Ilımlı yaklaşımın yerini tehditler aldı. HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, gençleri kendilerinin kontrol edemeyeceğini, kontrolün tamamen PKKnın elinde olduğunu söyledi.
Türkiyenin partisi sloganıyla seçim barajını aşarak yüzde 13e yakın oy oranıyla meclise giren HDP, çark etti. HDPlilerin seçim öncesi verdiği olumlu mesajlar, yerini tehdite bıraktı. HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğanın AK Parti heyetinin bayram ziyareti sırasında sarfettiği sözler, bu değişimi bir kez daha gözler önüne serdi. Kameralar önünde yapılan “barış” sohbeti, kameralar çıkınca çözüm süreci ve bölgedeki PKK tehdidine yoğunlaştı. AK Partinin genç milletvekillerinden Mahmut Sami Mallı, “HDP olarak 7 Haziran seçimleri öncesi gençlik politikalarınız ile 7 Haziran sonrası gençlik politikalarınız arasında bir fark olacak mı?” sorusunu yöneltti. Bunun üzerine Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, “Gençler bizim kontrolümüzde değil” yanıtını verdi. Aydoğan, “Gençler tamamen Kandil eksenli PKK kontrolünde. Çözüm sürecinin devam etmesi lazım. Üniversiteli ve liseli 10 bine yakın genci biz dağa çıkma konusunda tutamayız” dedi.
AK Parti pabuç bırakmadı
Nursel Aydoğanın bu sözleri üzerine, AK Parti Milletvekili Erol Kaya, HDPnin kendini dışlamasının mümkün olamayacağını vurgulayarak, “Sizler, bölgede PKKnın silahla insanları tehdit etmesi sonucu oy almanın keyfini sürüyorsunuz. Geçin bunları. AK Parti, devletin ceberut yüzünü tasfiye etti. Bölgeye yatırım getirip istihdam sağladı. Ancak o kadar yapılan işlerin yerini şimdi bölgede PKK tehdidi aldı. Halk da sizi tasfiye edecek” diye konuştu.
DEMİRTAŞ DA ‘ETKİMİZ YOK DEMİŞTİ
HDPdeki söylem değişimi Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaşın açıklamalarıyla başlamıştı. Demirtaş, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, PKKya silah bıraktıramayacaklarını belirterek, “Biz çağrı yapsak dahi PKK bunu anlamlı bulabilir, değerli bulabilir fakat kesinlikle bunu bir talimat olarak algılamaz” demişti. Demirtaş, “Biz silahlar konusunda Öcalan kadar etkili olamayız. Bu bir gerçektir. O nedenle Öcalanın dışlayan bir müzakere formülü gerçekçi değildir. Herkes bu konuda gerçekçi davranmalı ve yıllarca Öcalansız çözüm arayışlarını sonuç almadığını görerek artık zaman kaybından vazgeçilmelidir. HDP önemli ve güçlü bir aktördür meşruiyetini halktan alan bir aktördür. Ama Öcalanı hiçleştirecek bir formül de gerçekçi olmadığı için HDP de böyle bir tutum içinde olamaz.” diye konuşmuştu.
