Kılıçdaroğlu, Mardinin Nusaybin ilçesinde terör örgütü PKKya yönelik operasyonda şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Emre Tuncanın Çubuktaki ailesine taziye ziyaretinde bulundu. Yaklaşık yarım saat süren ziyarette şehidin babası Bahtiyar, annesi Saniye, kız kardeşi Gamze Tunca ve diğer yakınlarına taziyelerini ileten Kılıçdaroğlu, buradan Çubuk Abidin Yılmaz Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezine geçti.

Kılıçdaroğlu, huzurevi ziyaretinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, huzurevi sakinlerinin verilen hizmetten son derece memnun olduğunu belirttiklerini ifade ederek, tüm personele titiz çalışmalarından dolayı teşekkür etti. Gazi Mustafa Kemalin, Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir sözünü hatırlatarak, kimsesi olmayan yaşlıların Cumhuriyetin koruması altında bulunmasının, sosyal devletin gücünü gösterdiğini dile getirdi.

Şehit ailesine yaptığı ziyaretle ilgili gözlemlerini de aktaran Kılıçdaroğlu, ailenin tek erkek çocuğu olduğunu öğrendiğini ve anne ile babanın yaşadığı dramı yüreğinde hissettiğini ifade etti.

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: Biz ne dersek diyelim, ateş düştüğü yeri yakıyor. Herhangi bir sorunlarının olması halinde o sorunları da çözmeye hazır olduğumuzu da kendilerine ifade ettik. Bu ziyareti yaparken dün yine çok sayıda şehit haberi geldi. Gerçekten de Türkiyenin huzura ihtiyacı var. Yolda bir kadın önümü kesti ve Yukarıdakilere söyleyin analar ağlamasın, Türkiyeyi bu hale getirmesinler. Bir an önce bunun yolunu, çözümünü bulsunlar dedi. Kendisine söz verdim bunu aktaracağıma dair ve uygun bir ortamda da aktaracağım ilgililere. Umarım Türkiye bu acıları aşmış olur.

DÜNDAR VE GÜLÜN YARGILANMASI

Bugün İstanbulda Can Dündar ve Erdem Gülün davasının görüldüğünü belirten Kılıçdaroğlu, Umarım bu davaya siyasal iktidar şu veya bu yönde müdahil olmaz. Yapılacak her müdahale Türkiyenin demokrasisine gölge düşürür, yargı bağımsızlığına gölge düşürür. Oradaki hakim ve savcılar umuyorum ve diliyorum belli telkinler altında kalmazlar. Adaleti sağlar, demokrasimizi güçlendirirler. Türkiyede yargıçlar varmış sözünü umarım gönlümüzde hak ettiği yere oturtmuş olurlar diye konuştu.

GALİP ENSARİOĞLUNUN AÇIKLAMALARI

Bazı milletvekillerinin terör örgütü üyelerinin ailelerine taziye ziyaretine gittiği iddiasının ardından AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlunun yaptığı açıklamanın hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, Terör örgütü terör örgütüdür dedi. Dün terör örgütü değildi, bugün terör örgütüdür söylemlerinin doğru bir yaklaşım olmayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, Bu yürekliliği gösterip taziyeye gittiğini açıklaması dolayısıyla kendisini kutluyorum.

En azından bu cesareti gösteriyor. Şimdi Sayın Davutoğluna sormak isterim, siz bu konuda ne yapacaksınız, neler yapacaksınız, acaba dokunulmazlığı kaldırma gibi bir girişiminiz olacak mı, gerçekten merak ediyorum. Kendisine gelen bilginin, taziye ziyaretine iki kişinin gittiği şeklinde olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Tepkiyi partinin milletvekillerine göre değil tepkiyi ilkeye göre vermemiz lazım. Bir ilkemiz varsa, ilkenin arkasında duracaksak, kim farklı bir davranış içerisine giriyorsa aynı tepkiyi ortak olarak göstermek zorundayız. İşin doğrusu budur değerlendirmesinde bulundu.

BELÇİKADAKİ TERÖR SALDIRISI

Brükseldeki terör saldırısı sonrasında Belçika Adalet ve İçişleri bakanlarının istifalarını sunduklarının ancak kabul edilmediğinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, Anayasanın 112. maddesinin siyasi sorumluluk dediğini vurguladı. Siyasi sorumluluğu üstlenecek erdemli, ahlaklı siyasetçiler beklediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

Bizim siyasetçilerimiz de en azından o kadar dürüst olsunlar, o kadar namuslu olsunlar, o kadar ahlaklı olsunlar. Bakın orada en ufak bir olay dolayısıyla gidip istifa dilekçelerini veriyorlar. O erdemi, yüceliği, o ahlakı gösteriyorlar. Biz niye göstermiyoruz? Hangi gerekçeyle göstermiyoruz? Ölenlerin sırtından mı geçinmiş oluyoruz? İstihbarat zafiyeti var kimse istifa etmiyor, insanlar hayatını kaybediyor, kimse istifa etmiyor. Hastanelerde cenazeler varken, yaralılar varken çıkıyorlar televizyonlara gülümseyerek olayları anlatıyorlar ve yine kimse istifa etmiyor. Peki bu işin sorumlusu kim? Herhalde içinde bulunduğumuz yaşlılar evindeki yaşlılar bu işin sorumlusu değil. Bu işin sorumlusu bu ülkede yönetimde bulunan kişiler. Birileri de çıkıp Biz istifa ediyoruz, bu işi beceremedik deme yürekliliğini göstersin. Bunu bekliyoruz.  

AA