Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
POSTA.COM.TR
25. dönem milletvekilleri 4. tur sonunda yeni Meclis Başkanını seçti. İsmet Yılmaz 258 oyla yeni Meclis Başkanı seçildi. Oylamada Deniz Baykal 182 oy alırken yaklaşık 50 HDPli vekilin Deniz Baykala oy verdiği, 30 HDPli vekilin de boş oy kullandığı tahin ediliyor. Son turda HDPnin Baykala oy vereceği için MHPnin geçersiz oy kullanacağını açıklayan Bahçeli, 2 fire ile dediğini yaptı. Son turda 78 geçersiz oy çıktı ve MHPnin bu tavrı ile muhalefet yerine iktidar partisinin adayı Meclis Başkanlığını kazandı. Bu durum, MHPden AK Partiye direk ya da dolaylı ilk desteği değil. İşte geçmişten bugüne MHPden AK Partiye verilen o kritik destekler:
İlgili Haber TBMMnin yeni başkanı AK Partili İsmet Yılmaz oldu
367 TARTIŞMASI
2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimi beraberinde bazı hukuki tartışmaları da getirmişti. Abdullah Güle Cumhurbaşkanlığı yolunu açan en önemli hamle, MHP Lideri Devlet Bahçelinin, seçim için 367 şartını aramaksızın TBMM oturumuna katılacaklarını açıklaması olmuştu.
İlgili Haber TBMM Geçici Başkanı Baykal, görevi İsmet Yılmaza devretti
4+4+4 EĞİTİM SİSTEMİNE GEÇİŞ
2012 yılında ana muhalefete ile AK Parti hükümeti arasında kıran kırana tartışmanın yaşandığı konulardan birisi de AK Partinin 4+4+4 eğitim sistemi desteğiydi. MHPnin desteğiyle 12 yıllık kademeli zorunlu eğitim sistemi yasayla Meclisten geçti.
ALKOL SATIŞI DÜZENLEMESİ
2013te alkollü içkilerin perakende satışına sınırlama getiren yasaya MHP destek vermişti. Alkol yasağı ile ilgili konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yetişecek olan özellikle yeni nesli korumak için güzel bir tedbir olarak başlangıç kabul etmek lazım demişti.
GEZİ OLAYLARI
2013 yılında Taksimde başlayan ve tüm Türkiyeye yayılan Gezi olaylarında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yine hükümetin yanında durmuştu. Gezi Parkı olaylarıyla ilgili MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli canlı yayınlanan bir açıklama yapmıştı. Bahçeli, MHPnin gösterilere destek vermediğini söylemişti. Kandil ile görüşenlerin başrolde olduğunu iddia ettiği gösterilere MHPnin asla destek olamayacağını söyleyen Bahçeli, MHPnin hiçbir ferdi bu tür eylemlerin içinde olmamıştır. Hiçbir arkadaşımızı bu tür eylemlere katılmaması söylenmiştir. Sayın başbakan açıklamalarında MHPyi de işin içine çekecek suçlamalar var demişti.
TAKSİMDE 1 MAYIS TARTIŞMALARI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçelinin AK Partinin politikalarına ve yaklaşımlarına destek verdiği en kritik tartışmalardan bir tanesi de 1 Mayıs ve Taksim tartışmasıydı. Bahçeli, o dönemde 1 Mayıs kutlamalarıyla ilgili olarak Twitter hesabından şu açıklamalarda bulunmuştu: 1 Mayısta işçimizi değil, işi gücü tahrik ve tertip olan; meslek olarak provokasyonu seçen karanlık odakların oyunlarını izliyoruz diyen Bahçeli, Taksime çıkardım, çıkamazdın tartışmalarına hapsedilen Emek ve Dayanışma Günü gerçek anlamından koparılıyor, zehirleniyor.
MİLLETÇE DİKEN ÜSTÜNDEYİZ
Her yılın 1 Mayıs günü Türkiye adeta alarma geçiyor. Milletçe diken üstünde duruyor, acaba ne olacak diye düşünüyor, yorumluyoruz. 1 Mayısta işçimizi değil, işi gücü tahrik ve tertip olan; meslek olarak provokasyonu seçen karanlık odakların oyunlarını izliyoruz. Her seferinde, 1 Mayıs bölücü çevrelerin, yıkıcı unsurların, şiddet ve barbarlıktan nemalanan grupların meydan okumasına sahne oluyor. Taksime çıkardım, çıkamazdın tartışmalarına hapsedilen Emek ve Dayanışma Günü gerçek anlamından koparılıyor, zehirleniyor. Halbuki işçimizin ağırlaşan meselelerini konuşmalıyız. Dökülen alın terleriyle uyumsuz vahşi sosyal ve ekonomik şartları masaya yatırmalıyız. Hiç tereddütsüz ifade etmeliyim ki, işçi emek veren, çalışan, yorulan, değer üretendir.
İŞÇİNİN DEĞİL İFRİTİN YANINDA
Mutlaka ki emek kutsal ve saygındır. İşçi denilince akıllara körleşmiş ideolojik akımların gelmesi, sınıflı toplum yapısının hatırlatılması yanlış olduğu kadar maksatlıdır. İşçi hepimize emanettir. Türkiye için fedakrlık yapan kardeşlerimiz hepimizin iftiharıdır. İşçinin hakkını savunmak asıl bizim görevimizdir. Hayatında işçiyi sadece malum kitaplarda okumuş, emek sarfiyatının doyumsuz lezzetine erişememiş kimselerin işçiden bahsetmesi istismardır. Eğer ki, işçilerimizin ihtiyaç ve beklentileri yalnızca Taksim Kazancı Yokuşuna sıkıştırılırsa bu en başta emeğin ruhuna hakaret olur. Ezberlenmiş Emek-Değer Teorileriyle vakit harcayan eski tüfekler, aşırı ve yasa dışı oluşumlar gerçekte işçilerimizin hasmıdır. Çünkü bunların geçim kapısı kırmak, yıkmak, zarar vermektir. Ki bunların en ufak bir hizmet ve eser üretme kaygısı ömürlerinde olmamıştır. Ses bombalarıyla, silahlarla, molotof kokteylilerle, havai fişeklerle, sapanlarla, kar maskeleriyle işçinin değil, ifritin yanında durulur.