Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Zirvenin ardından Coelho ile ortak basın toplantısı düzenleyen Davutoğlu, 24 saati bulmayan bir ziyaret olduğunu ancak çok verimli görüşmeler yaptıklarını belirterek, hükümetlerarası zirve bağlamında ilk toplantıyı gerçekleştirdiklerini söyledi.
Konuşmaların öncesinde Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü ile Portekiz Cumhuriyeti Ekonomi ve Gıda Güvenliği Otoritesi arasında işbirliği protokolü, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu ile Portekiz Cumhuriyeti Yatırım ve Dış Ticaret Ajansı arasında mutabakat muhtırası, Türkiye ile Portekiz hükümetleri arasında eğitim alanında mutabakat zaptı ve gizlilik dereceli bilginin karşılıklı korunması anlaşması imzalandı.
Türkiye ve Portekizin birbirini çok iyi anlayan, ortak perspektiflere sahip ülkeler olduğunun altını çizen Davutoğlu, üç önemli ortak özellikten bahsedebileceklerini dile getirdi. İki ülkenin tarihi olarak çok köklü devlet geleneklerine, siyaset geleneğine sahip olduğunu belirten Davutoğlu, ayrca yine gerek konuşulan dil gerekse kültürel bağlar itibariyle bulundukları coğrafyanın ötesinde de derin ilişkileri bulunduğunu anlattı.
Davutoğlu, Türkiyenin Orta Asya, Kafkaslar, Ortadoğu ve Balkanlarda, Portekizin Latin Amerika, Afrikada, Doğu Asyada derinliğe sahip olduğunu söyledi.
Bu nedenle iki ülkenin ilişkisinin bölgelerin de ilişkileri anlamına geldiğini ve birbirini tamamladığını ifade eden Davutoğlu, ayrıca her iki ülkenin de NATO ve AB ailesinin, Atlantik ailesinin parçası olduğunu belirtti.
Başbakan Davutoğlu, Türkiye için Lizbon bu açıdan önemli. Çünkü Türkiye NATOya ilk katıldığı toplantıda 1952de Lizbonda bulunmuştu. Bütün bunlara baktığımızda büyük bir potansiyel var önümüzde, gerçek bir stratejik perspektif var. Bu potansiyeli bugün üç ana başlıkta ele aldık. Birincisi ikili ilişkiler bağlamında, ticari ilişkilerimizde potansiyelimizin, son dönemde artan ticaret hacminin daha da ileriye götürülebileceği kanaatindeyiz. 1,3 milyar dolarlık ticaretimizin, çok kısa bir sürede gerekli tedbirler alındığında 3 milyara ve daha sonra 5 milyara çıkabileceği inancındayız. dedi.
Başbakan Davutoğlu, Ekonomik ilişkiler bağlamında eminim ilişkilerimizi pozitif etkileyecek hususlardan birisi Türk Hava Yollarının
Lizbona seferlerinin günde 2ye çıkması ve Portoya haftada her gün sefer yapacak olması. Dolayısıyla coğrafi uzaklığı ortadan kaldıran bir kenetlenmeyle birlikte önümüzdeki dönemde ilişkilerimiz büyük bir ivme kazanacaktır diye konuştu.
Portekizin ekonomik açıdan son dönemde attığı adımların çok etkileyici olduğunu aktaran Davutoğlu, Geçen seneki uyum programının tamamlanmış olması da Portekiz ekonomisindeki ciddi canlanmanın işaretleri. Bu şekilde Türk ve Portekiz ekonomilerinin iç içe geçmesi, birbirini desteklemesi, arkalarındaki coğrafi hinterlandla birlikte çok büyük bir potansiyel ifade ediyor dedi.
Bölgesel ilişkiler çerçevesinde Afrika, Asya, Latin Amerikada iki ülkenin birlikte üçüncü ülkelere açılma konusunda bir perspektifi bulunduğunu anlatan Davutoğlu, Türkiyenin son dönemde Afrikada 39 büyükelçiliğe sahip olduğunu, geçen sene itibarıyla da Portekizce konuşan ülkeler topluluğuna gözlemci üye olduğunu bildirdi.
Türkiyenin Portekizle birlikte bütün bu bölgelerde çalışmaya hazır olduğunu söyleyen Davutoğlu, ortak işletmeler şeklinde de bir çok projenin önünün açılacağını belirtti.
Davutoğlu, Her zaman Portekiz, Türkiyenin önemini anlayan, tarihi güçlü devlet geleneğine de gelerek, Türkiyenin önemini Avrupa kıtası içinde anlayan bir tutumla bize hep destek verdi. Bugün de biz kendilerinden Brükselde Türkiyenin sözcüsü olmaları konusunda beklentilerimizi ifade ettik. Bunu da en iyi şekilde yapacaklarından eminiz. Çünkü Portekiz bizi en iyi anlayacak ülkelerden biridir.
Özellikle ABda gerek TİTİP anlaşması ve diğer ekonomik konularda Portekizin desteğine ihtiyacımız var. dedi.
Suriye ve Irakta terörün getirdiği problemler ve teröre karşı verilecek mücadeleyi kapsamlı şekilde ele aldıklarını söyleyen Davutoğlu, AB içinde de bir taraftan bu tür aşırı akımlara diğer taraftan da yabancı düşmanlığına yönelik eğilimlere karşı da Türkiye ve Portekiz birlikte davranacaktır. Bugün Lizbonda ziyaret ettiğim cami dolayısıyla da Portekiz hükümetini ve toplumunu tebrik etmek istiyorum. Çok kültürlü bir hayatın nasıl olması gerektiği konusunda çok güzel bir örnek sergiliyorlar. Avrupa kıtası çok kültürlü, çok dinli, çok dilli bir kıta olarak barış, huzur içinde çoğulcu bir kültürel ortamı barındırmak durumunda. Bu konuda da benzer yaklaşımlara sahibiz. Uluslararası forumlarda birbirimizi desteklemek konusunda da prensipte ortak bir tutumumuz var. Dışişleri bakanlarımız bu konuları detaylı şekilde ele aldılar. Biz Portekizi uluslararası forumlarda her zaman dost ve müttefik bir ülke olarak destekledik, aynı desteği Portekizden gördük dedi.
Davutoğlu, Portekiz Başbakanı Passos Coelho ile düzenlediği ortak basın toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Başbakan Davutoğlu, bir gazetecinin, Avrupa Birliğine ilişkin Türkiyenin bundan sonra tavrı ne olacak? sorusu üzerine, Türkiyenin Avrupa Birliği yönündeki stratejik kararının açık olduğunu belirterek, üyelik konusundaki iradenin en güçlü şekilde devam ettiğini ifade etti. Avrupa Birliğine ilişkin, Türkiyenin bir çok psikolojik bariyerle ve siyasi engelle karşılaştığını, başka ülkelerin önüne konulmayan şartların Türkiyenin önüne konulduğunu dile getiren Davutoğlu, ancak Türkiyenin hiç bir zaman üyelikten ve Avrupa kıtasının geleceğinde oynayacağı önemli rolden vazgeçmediğini söyledi.
Avrupa Birliği içerisinde, aralarında, Portekizin de bulunduğu dostların, Türkiyenin katkısı konusunda iradelerini eksik etmediğini söyleyen Davutoğlu, Avrupa, sadece Türkiyeye dönük olarak, olumsuz bakan ülkelerden ibaret bir kıta değil. Aksine Türkiyenin üyeliği konusunda son derece ön alıcı tavır alan Portekiz başta olmak üzere ülkeler de Avrupa kıtasını temsil ediyor. Önümüzdeki dönemde, Türkiye sanki müzakerelerin bütün fasılları açılmış gibi yoluna, reformlarına kararlı şekilde devam edecek. Ne zaman Avrupa Birliği hazırsa biz o anda 27 müzakere faslını hemen açmaya 14ünü de hemen kapamaya hazırız. Bugün ulaştığımız nokta itibarıyla, geri kalanları da en kısa zamanda bitiririz. Fakat şu anda bunu yapabilecek durumdayız. Bunu Avrupa Birliği yöneticileri de gayet iyi biliyor. Brüksele geçen ay yaptığım ziyarette de yeni görev almış olan Sayın Tusk ve Sayın Juncker ile görüşmeler yaptık. Olumlu
atmosfer var. Biz elimizden geleni yaparız. Avrupanın kaderi Türkiyenin kaderinden ayrı düşünülemez ama Türkiye kendi kaderini, Avrupada Türkiye karşıtlarının eline bırakmaz. Kendi yolunda kararlı şekilde yürür. Avrupanın geleceğini de Türkiyenin geleceğini de Türkiyenin Avrupadaki dostlarıyla birlikte şekillendiririz dedi.
BİZİM İÇİN TARİHİ VE STRATEJİK BİR MİSYONDUR
Davutoğlu, Türkiye, IŞİDin Musuldan çıkarılması operasyonunun neresinde olur? Bugün de Ankaradan askeri malzeme taşıyan iki kargo uçağı Bağdata gönderildi şeklindeki soru üzerine, Bugün Ankaradan Bağdata giden askeri uçaklarımız, Sayın Abadinin Türkiye ziyareti esnasında Savunma Bakanlarımız arasında gerçekleştirilen toplantıda beyan edilen ihtiyaçlar vesilesiyle Bağdata gönderilen malzemelerden oluşmaktadır. Türkiye ile Irak arasında savunma, güvenlik alanında yapılan anlaşmalar var. Bunun gereği olarak Irakın istikrarının, Türkiye için hayati derecede önem taşıyor dedi.
Aynı şekilde benim Irak ziyaretim esnasında da hem Bağdat ile görüşmeler yapmıştık hem de Erbil ziyaretinden sonra, Erbilde ve civarında Türk Silahlı Kuvvetlerinin peşmerge güçlerine verdiği eğitim alanlarını da ziyaret etmiştik diyen Davutoğlu, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile de bu anlamda güvenlik işbirliğinin bulunduğunu söyledi.
Irak ve Suriyenin istikrarının kendileri için hayati derecede önemli olduğunu söyleyen Davutoğlu, IŞİD başta olmak üzere terör örgütlerinin, bu ülke topraklarında oluşturdukları güvenlik riski, Türkiye için de güvenlik riskidir. Bu konuda da tutumumuz açık ve net olmuştur. Biz her zaman Suriye rejiminin kanlı saldırılarına da karşı durduk, terör örgütünün acımasız ve insanlık dışı faaliyetlerine de karşı durduk. Tutumumuz ilkeseldir. Bu anlamda da koalisyon içinde ki Genelkurmay Başkanımız geçen ay Riyadda yapılan toplantıya katıldı, daha önce yapılan toplantılara bakanlarımız katıldı, Milli Savunma Bakanımız yakında Washingtondaki toplantıya katıldı. Bütün bu istişare süreçlerinin içindeyiz. Musul halkının kendisinin de içinde olduğu bir süreçle tekrar barışa, huzura, istikrara kavuşması ve her türlü baskıdan azade, mezhepçilikten de mezhepçi bir baskıdan da terör baskısından da azade bir şekilde Musulda istikrara kavuşulması, bizim için tarihi ve stratejik bir misyondur dedi.
Bu anlamda Irak Hükümeti, Kürt Bölgesel Yönetimi ve ayrıca Musul Valisinin öncülüğünde yürütülen çalışmalara destek verdiklerini dile getiren Davutoğlu, geçen hafta Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Usame Nuceyfinin Türkiyede olduğunu anımsattı.
MUSULDA OPERASYON GÜNDEMDE DEĞİL
Nuceyfinin, Irak Cumhurbaşkanı adına Musulun kurtarılmasıyla ilgili görevlendirildiğini anlatan Davutoğlu, Özel görevlerinden biri de bu. Bütün bu konuları ele aldık. Ancak bundan sonraki aşamada ortada şu anda hemen beyan edilmiş bir operasyon ya da yapılacak, şu ana kadar sürdürülen çalışmalar dışında bir çalışma gündeme gelmiş değil. Gelmesi halinde Türkiyenin yapacağı katkılar konusunu da tabii ki ele alırız değerlendirmesinde bulundu.
DHA (GLP)