Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Suriyede yeni bir oyun oynanıyor. Asıl sorun, bölgenin tek bir etnik yapıya mahsus gibi yapılandırılmaya kalkışılmasıdır; Cizre, Kobani ve Afrin kantonlarının birleştirilmesine Türkiye seyirci kalamaz dedi.
Şerife GüzelBaşbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Suriye sınırımızda oynanan oyunun perde arkasını STARa anlattı.
Suriyede 100 yıl önce oynanan oyunun tekrar oynanmaya çalışıldığına dikkat çeken Kurtulmuş, Türkiyenin, Suriyenin bir bölgesinde bir örgütün egemenlik ilan etmesini kabul etmeyeceğini vurgulayarak, Türkiyenin kırmızı çizgilerini şöyle açıkladı: “Cizre-Kobani ve Afrinin birleştirilmesine seyirci kalamayız.” Kurtulmuşun Suriyede yaşananlara ilişkin önemli mesajları şöyle:
- 100 yıl sonra yeni Sykes-Picot: Suriye değil, Ortadoğu coğrafyası yeni bir sürecin başlangıcında. 100 sene evvel Sykes-Picot ile bu bölgede masa başında cetvel ile sınırları çizen irade şimdi bölgede ikinci Sykes-Picot oluşturmaya çalışıyor. Benzer şekilde bölge ülkeleri parçalanıyor. Ülkelerin sınırlarının yeniden çizildiği ve içinde bir takım uluslar arası oyunların oynandığı bir dönemden geçiyoruz.
- Suriyede eş zamanlı operasyon: Türkiye, bölge halklarının daha fazla bölünmesini değil, daha da bütünleşmesini istiyor. Ama birileri Suriyede yeni bir oyun oynuyor ve eşzamanlı olarak bu coğrafi, etnik ve siyasi operasyonları sürdürmeye çalışıyor.
- ‘Oldu bittiye müsaade etmeyiz: Türkiye yeni bir oldubittiyle karşı karşıya bırakılmak isteniyor; buna müsaade etmeyeceğimizi, buna karşı uyanık olduğumuzun bilinmesini istiyoruz.
- Yüzbinler gelebilir: Zaten şu anda iki milyona yakın sığınmacıyla karşı karşıyayız. Bu operasyonlar sürdürülürse Halep, Cerablus veya Azaz bölgesindeki yeni bir denge değişimi, Türkiyeye yüz binlerce yeni sığınmacının gelmesine neden olacaktır. Türkiyenin artık takat getiremeyeceği noktalara gelmesi muhtemeldir. Şu ana kadar Türkiye, altı milyar dolara yakın, çok büyük bir maddi katkıda bulundu.
- Etnik yapı hakimiyetine seyirci kalamayız: Bizim ne Arap, ne Kürt, ne Türkmenlerle bir sorunumuz yok. Asıl sorun, bölgenin tek bir etnik yapıya mahsus bir bölgeymişgibi yapılandırılmaya kalkılmasıdır; Cizre, Kobani ve Afrin kantonlarının birleştirilmesi... Böyle bir durum, sadece Türkiye için değil, Suriyenin toprak bütünlüğü ve bölgesel denge açısından da problemdir ve Türkiyenin buna seyirci kalması düşünülemez.
- Herhangi bir örgüt egemenliği kabul edilemez: Burada herhangi bir örgütün, yani nasıl DEAŞin bölgede egemenlik ilan etmesi kabul edilemezse bir başka örgütün de egemenlik alanı ilan etmesi kabul edilemez. Temel mesele, DEAŞin durumudur. Hangi devlet aklıyla yönetiliyor ki, diğer örgütlerden farklı bir örgüt... Bir toprak iddia ediyor, kendi bakanlıklarını kuruyor ve burası benim diyor. Kısa bir süre içinde yapıyor. İki üç sene önce DEAŞ gibi bir tehlike yokken birden silah gücüyle karşımıza çıkıyor.
Koalisyon olmazsa erken seçim
“Bizim tavsiyemiz, hiçbir partinin bizim kırmızı çizgimiz budur diye konuşmaması gerekir. Kırmızı çizgi, siyasette doğru laf değildir. Kırmızı çizgiden bahsedeceksek milletin kırmızı çizgilerini konuşalım. 7 Haziran seçimlerinde milletimiz kırmızı çizgi olarak şunları koymuştur.
- Uzlaşın, Türkiyeyi hükümetsiz bırakmayın,
- Siyasette bir restorasyona ihtiyaç var. Siyasette bloklaştırıcı, kamplaştırıcı söylem ve dil kullanmayın,
- Türkiye artık eski Türkiye değil, yeni bir Türkiye için yapmanız gerekenleri tamamlayın, Türkiyenin önünü demokrasi ve özgürlüklerle açın,
- Çözüm sürecini bir an evvel başarıyla tamamlayın, mesajı verdi. İlla kırmızıçizgi diyeceksek, bunlardır kırmızı çizgiler...
AK Partisiz bir koalisyon ihtimali pek görünmüyor. Olabilirse AK Partinin içinde olduğu bir hükümet olacak. Eğer olursa olur, olmazsa da seçimin tekrarıyla Türkiye yoluna devam eder.
SYKES-PICOT ANLAŞMASI NEDİR?
Sykes-Picot Anlaşması, I. Dünya Savaşı sırasında, 29 Nisan 1916da Kutül Ammare Kuşatması sonrasında İngiliz kuvvetlerinin Osmanlı 6. Ordusu karşısında bozguna uğramasından 17 gün sonra 16 Mayıs 1916 tarihinde İngiltere ve Fransa arasında yapılan ve Osmanlı Devletinin Orta Doğu topraklarının paylaşılmasını öngören gizli antlaşmadır. 1917 devriminden sonra Rusya antlaşmadan vazgeçince, Lenin gizli anlaşmayı dünyaya duyurdu.
DEAŞ, aslında PYDye alan açıyor
“Bu bölgede alan açıyor. Bu örgüt, dünyanın her yerinde terör eylemlerine girebilecek networke de sahip olabiliyor. Tehlike burada. Telabyaddaki olay şöyle oldu. DEAŞ bir yere gidiyor, arkasından koalisyon uçakları orayı bombalıyor seri bir şekilde DEAŞin boşalttığı alanlara PYD giriyor. Bu anlamda DEAŞ, özellikle son operasyonlarda PYDye ciddi şekilde alan açmış görünüyor. Nedense Kobanideki DEAŞvarlığı kadar, Musuldaki DEAŞ varlığı üzerinde durulmuyor.
Nerede uluslararası hukuk
“Nerede uluslar arası hukuk? Herkes kendisine göre yorumluyor. Türkiye, her zaman uluslar arası hukukun sınırlarında kalmış bir ülke. Ama uluslar arası hukuku çiğneyenlerin Türkiyeyi uluslar arası hukuka uymamakla suçlamaları ne kadar gerçekçidir bunu düşünmek gerekir.
Türkiye yalnız bırakıldı
“Esad rejimi kalsın, DEAŞ gitsin, şu örgüt kalsın, bu örgüt gitsin demek sorunu kalıcı olarak çözmemek demektir. Hem güvenli bölge, hem uçuşa yasak bölgenin oluşturulmaması Esad rejiminin elini güçlendirmiştir. Doğrusu buydu, Türkiye yalnız bırakıldı o noktada. Bugün de doğrusu budur. Biz görüşümüzü her platformda dile getiriyoruz.