Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Ağrı 2. Asliye Sulh Ceza Mahkemesinde görülen dava duruşmasının ardından adliye önünde bir açıklama yapan Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık, barış süreci için bu topraklarda olduğunu belirterek, Bu topraklarda barışın egemen olması için burada olduğumu söyledim. Geçen yıl mart ayında biz seçim çalışmalarını sürdürürken, batının birçok yerinde Kürt mahallelerine ve partilerine saldırılar vardı. Burada şöyle bir açıklama yapmıştım. Oradakiler saldırıyı gerçekleştirenler ellerinde bayraklar, tekbir sesleri ve biz Mustafa Kemalin askerleriyiz demişlerdi. Bende onlara buradan seslenmiştim, siz Mustafa Kemalin askerleri değil, generali olsanız ne yazar it sürüleri demiştim. Sözüm çok açık ve net. O vandalizm, o vandallaraydı ve o linç girişimlerini gerçekleştirenleredir dedi.
MUSTAFA KEMALİ ELEŞTİREMEZ MİYİM?
Ne Türk Silahlı Kuvvetleri, ne polis, ne Mustafa Kemal ne de İsmet Paşaya burada bir hakaret olmadığını dile getiren Sakık, Türkiyenin değerlerini bizimde değerlerimiz olarak kabul ederiz ve biz de asla kendi değerlerimize hakaret ettirtmeyiz ve yapıldığı zaman da çok tepki veririz. Bu kadar açık ve net söylememe rağmen burada benim konuşmam tamamen barışa, kardeşliğe dayalıydı. Neden bu topraklarda olduğumuza dayalıydı. Evet, geçmişi eleştirdim. Mustafa Kemali eleştiremez miyim? İsmet Paşayı eleştiremez miyim? Eleştiririm hatta bu ülkenin cumhurbaşkanı, başbakanları Dersimden, Ağrıdan ve birçok katliamlardan özür dilemediler mi? Dilediler ve dilemek zorunda. Bizde bu nevruzda aynı şeyleri söyledik. Bakın bizim söylediğimiz halkımıza saldırı gerçekleştirenlere ve linç operasyonları yapanlaradır diye konuştu.
Ağrı Baro Başkanı başta olmak üzere avukatlara teşekkür eden Sakık, şunları söyledi:
Bu noktada bizim yaptığımız konuşmalarla ilgili derleyip toplayıp bir CD sundular. Diliyorum, umuyorum yargı bunu bir an önce alır inceler ve bizim niyetimizin ne olduğunu, açık ve net olarak benim niyetim asla ne bir askere ne de bu ülkenin değerlerine hakaret değildir. Ben kendi değerlerime ne kadar saygı istiyorsam Türk halkının değerlerine de o kadar saygı duyarım. Birbirimizi eleştiririz. Eleştiri farklıdır ama hakaret farklıdır. Biz kimseye hakaret etmeyiz, bize de kimsenin hakaret etmesine hakkı yoktur. Bu tür davalarla bizi yıldırmaya çalışanlar sürekli bizim üzerimizde bu kadar terör estirerek bu sorunun çözülmeyeceğini herkes çok iyi biliyor. Bizim nereden nasıl geldiğimizi herkes iyi biliyor. Bu ülkede idam ile yargılanmış bir arkadaşınız ve kardeşinizim. O gün bile boyun eğmemiş, eğer Kürt sorunu demokratik bir şekilde çözülecekse beni asın diyebilen bir insanım. Herkesi sorumluluk almaya davet eden Sakık, sözlerini şöyle sürdürdü: Barış ancak bu şekilde olur. Birbirimize kin, intikam duygularıyla yaklaşarak olmaz. Ben duyuyorum burada görev yapan bazı birimlerin benden ne kadar rahatsız olduklarını. Bu gök kubbe altında hiçbir söz gizli ve saklı kalmaz. Ey buradaki yetkililer, göreviniz neyse ben sizin görevinizi söylemek istemiyorum ama bu sesim size geliyor. Sokakta ben bu adamdan nefret ediyorum diyorsun, nefret edeceksin çünkü sen halk düşmanısın. Benden onun için nefret ediyorsun. Benden nefretin nedeni, hırsız mıyım hayır, ben katil miyim hayır, ben bu halkın iradesini baş tacı ediyorum. Niye rahatsızsın, çünkü 30 Martta da 1 Haziranda da yenildiniz. Bunu içinize sindiremiyorsunuz. Siz demokrasiyi içinize sindiremediğiniz için benden rahatsızsınız. Sizin gibi halk düşmanları bu topraklarda olmayacak. Barışı inşa edeceğiz. Bundan sonra da bizim söylediklerimizi çarpıtarak bizi yargıya taşımayın. Ne söylüyorsak açık ve net arkasındayız. Ben tekrar hepinize teşekkür ediyorum. Bu şehirde huzurun ve hukukun kentini oluşturacağız. Birbirimizi seveceğiz. Bunlara rağmen buralarda müthiş şeyler yapacağız. Onlarda bu noktada barışa katkı sunmak isterlerse kapımız onlara da açıktır.
İHA