Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Akdoğan, TRT Haberde katıldığı televizyon programında gündeme dair soruları yanıtlayarak, değerlendirmelerde bulundu.
Seçim hükümetinde görev alması için teklif götürülen muhalefet partisi milletvekillerine parti yönetiminin engel olduğuna ilişkin iddiaların sorulması üzerine Başbakan Yardımcısı Akdoğan, CHP ile yapılan istikşafi görüşmelerde tam uzlaşılamayan birtakım meseleler olması sebebiyle koalisyonun olamadığını belirtti.
Akdoğan, MHP ile gerçekleştirilen istikşafi görüşmeleri de anımsatarak, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçelinin sergilediği tavır nedeniyle CHP ile yaptıkları öngörüşme aşamasına kadar bile gelemediklerini anlattı.
Yani bunun koalisyonu, zemini yoktur ile başlayan bir cümleyle bu şartlar, müzakere bile edilemedi ifadesini kullanan Akdoğan, Bahçelinin zaten olabilecek bütün seçenekleri tek tek sayarak, bunların olamayacağını söyleyerek, söze başladığında görüşmenin artık anlamını kaybettiğini vurguladı.
MHP Genel Başkanı Bahçelinin, Başbakan Ahmet Davutoğlunun hükümetin kurulabilmesi için getirdiği tüm önerileri kabul etmediğini aktaran Akdoğan, Ama baktılar ki bir toplumsal tepki oluştu, bu sefer çıkıp, AK Parti, bizim şartlarımızı kabul etmediği için koalisyon kurulamadı gibi birtakım söylemler içerisine girdiler. Bu tamamen yalan değerlendirmesinde bulundu.
Akdoğan, Sayın Başbakanımız da madem bu iş bitti artık konuşulmuyor, sohbet faslına geçelim diyerek, bakın, siz bunları görüşmediniz ama görüşseydik, ben size şunları söyleyecektim diye artık sohbet olarak bunlar söylenmiş oldu ifadesini kullandı.
Telefonların zorla kapatılması gibi görüşme trafiğini bile kestiler
Türkiyenin seçime gitmek zorunda kalmasının özellikle MHPnin uzlaşmaz tavrı, her tarafa duvar örmesi sebebiyle ortaya çıktığına vurgu yapan Başbakan Yardımcısı Akdoğan, şöyle devam etti:
Görevi aldıktan sonra en son Başbakanımız, yine çağrı yaptı. Bu çağrıyı, medya üzerinden yapmasının sebebi de telefonların zorla kapatılması gibi görüşme trafiğini bile kestiler. Başbakanımız, bakın, sizin içişlerinize karışmak gibi bir derdim yok. Acaba muhalif hangi isime teklif götüreyim de o partilerin içerisini karıştırayım gibi bir derdim yok dedi. Siyasi süreçleri bitmiştir, partiler anlaşamamıştır, onun üzerine tek tek milletvekilleri üzerinden bir hükümet kurma gerçeği ortaya çıkmıştır. Bu, hukuki bir süreçtir artık. Burada Ahmet Davutoğlu, AK Parti sıfatıyla bu teklifleri yapmıyor.
Akdoğan, MHPnin HDP ile kabinede bir arada olma fotoğrafıyla ben, AK Partiyi yıpratabilirim düşüncesine sahip olduğuna dikkati çekti.
HDPyi kabineye sokan şartları hazırlayanın, bunun siyasi vebalinin MHPye ait olduğunu belirten Akdoğan, Yani, MHP erken seçime bir şekilde destek verseydi, Sayın Bahçeli, Sayın Başbakanımızla görüşmesinde çok açık söyledi.
Meclise seçim önerisini getirirseniz, biz katılırız ve hayır deriz. Seçim hükümetine de girmiyorsunuz. Ne olacak o zaman? Sizin bu tavrınız, her şeye karşı çıkan, olumsuz bakan tavrınız buna sebep oldu diye konuştu.
Bu bir vatan hizmetidir, milli bir görevdir
Seçim hükümeti için teklif götürülen HDPli vekillerin seçilmesinde örgüt ilişkisi daha zayıf kişiler olduğu yönündeki ifadelerin sorulması üzerine Akdoğan, şu yanıtı verdi:
Başbakanımız bütün partiler için bu isimleri belirlerken ehliyet, liyakat ve uyum kriterlerini saydı. O kişinin belli bir tecrübesi olması, birikimi olması yani devlet iradesinde, sivil toplumda belli bir tecrübeye sahip olması, bir şekilde hükümet içinde de bir uyum ortaya koyabilmesi, böyle baktığımızda elbette ona uygun isimler belirlendi. Elbette, Türkiye ortalamasına konuşma vasfına sahip olan, yani Türkiye ortalamasına söyleyecek sözü olan, ona göre bir üslubu olan kişiler olmasına özen gösterilmiş olabilir.
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, MHP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeşin, Başbakan Davutoğlunun geçici Bakanlar Kurulu üyeliği için yaptığı teklifi kabul etmesinin sorulması üzerine de şunları kaydetti:
Bu da anayasal zorunluluk, bağlayıcı bir şeydir. O kişiler reddettiklerinde aslında hem siyasi sorumluluktan kaçmış, hem de anayasal zorunluluğu yerine getirmemiş oluyor. Bu, AK Parti hükümeti de partiler arası bir koalisyon da değil, Türkiyeyi huzur, güvenlik içerisinde emin bir şekilde seçime götürecek bir hükümetin kurulması. Bu bir vatan hizmetidir, milli bir görevdir. Tuğrul Bey, devlet adamı vasfına uygun bir şekilde, anayasal zorunluluğun gereği olarak o siyasi sorumluluğu üstlenmiştir, doğru olanı yapmıştır. Ona karşı böyle yargısız infaz gibi üzerine gidilmesi, linç kampanyası başlatılması... Bu asıl sorundur. Bu konularda grup kararı alınamaz, böyle bir siyasi blokaj uygulanması hukuki olarak doğru olmayandır. Keşke hepsi taşın altına elini koyabilseydi.
AA