Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
Milli Birlik ve Kardeşlik Sürecinde dönüm noktasının, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın, Başbakan olarak 2005te Diyarbakırda yaptığı konuşması olduğuna işaret edildi.
Demokratik standartların geliştirilmesi ve Türkiyenin terörle sorununun bitirilmesi şeklinde tanımlanan ve Başbakan Ahmet Davutoğlunun 2014te kurduğu 62. Hükümetin programında Çözüm Süreci olarak ifade edilen terörle mücadele, 64. Hükümet Programında ise Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci olarak yer aldı.
Dün açıklanan yeni programda, ülkenin demokratikleşmesinde ve refahının artmasında Milli Birlik ve Kardeşlik Sürecinin tarihi bir çabaya karşılık geldiği vurgulandı.
İlgili HaberBaşbakan Davutoğlu, 64. Hükümet programını açıkladı
Öte yandan, 62. Hükümet Programında da tarihin en kapsamlı demokratik değişim, dönüşüm ve normalleşme süreçlerinin uygulamaya koyulduğu, Doğu ve Güneydoğudaki illerin yatırım teşvikleri, kamu yatırımlarıyla özellikle eğitim, sağlık ve sosyal yardımlarla desteklenip, kayıpları telafi etmenin gayreti içinde olunduğu ve bu çerçevede ise Çözüm Sürecinin başlatıldığı ifade edilmişti.
Çözüm Sürecinin 61. Hükümet döneminde başlatıldığı ve Türkiyenin aydınlık geleceği açısından hayati önem taşıdığına dikkat çekilen 62. Hükümet Programında, sürecin yeni yol haritasının hedefleri terörün bitmesi, silahsızlandırma, toplumsal hayata kazandırma ve demokratik siyasete katılımın önünü açmak şeklinde tanımlanmıştı.
ERDOĞANIN KONUŞMASI DÖNÜM NOKTASI OLDU
64. Hükümet Programında ise çözüm iradesinde ortaya koyulan Milli Birlik ve Kardeşlik Sürecinde dönüm noktasının, Cumhurbaşkanı Erdoğanın, Başbakan olarak 2005 yılında Diyarbakırda yaptığı konuşması olduğuna işaret edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğanın bu konuşmasıyla, tabuların yıkıldığı, etnik temelli sorunlara demokratik süreç içerisinde çözüm bulunacağına dikkat çektiği vurgulandı.
Çözüm Sürecine ilişkin İlk kez bir hükümet, bu sorunla açıkça yüzleşme cesaretini göstermiştir ifadesine yer verilen 64. Hükümet Programında, AK Parti hükümetlerinin halkımız tarafından destek gören bu cesur adımları, çeşitli terör saldırıları ve provokatif eylemlerle sekteye uğratılmaya çalışılmış, buna rağmen ülkemizin bu temel ve tarihi sorununun çözümü için kararlılık devam ettirilmiştir denildi.
62. Hükümet Programında ise Çözüm Süreci, bütünleşmenin ve kalıcı bir bölgesel güç olabilmenin yegane anahtarı olarak gösterilmişti. Ayrıca Çözüm Süreciyle makbul vatandaşlık kurgusunun bozulup, eşit vatandaşlık ve ortak aidiyet anlayışının hayata geçirilmesinin hedeflendiği de anlatılmıştı.
Yeni hükümet programında ise süreçle ilgili hükümetin bir yandan terörle kararlı bir şekilde mücadele edeceği, diğer yandan da demokratikleşmeyi ve çözüm iradesini sürdüreceği vurgulandı.
62. Hükümet Programında Silahsızlandırılması ve toplumsal hayata kazandırılmasının amaçlandığı ifade edilen terör örgütünün, yeni programda ise süreci sabote etmeye, akamete uğratmaya çalıştığı, kamu düzenini bozmaya çalışarak silahlı çatışmaya geri döndüğüne işaret edildi.
ASLA VAZGEÇİLMEYECEK, GERİ ADIM ATILMAYACAK
Söz konusu programda Milli Birlik ve Kardeşlik Sürecine ilişkin, şu ifadelere yer verildi:
Özellikle Doğu ve Güneydoğuda yaşayan insanlarımıza yönelik her türlü baskı, şiddet ve illegaliteye başvuran örgüt, Türkiyeyi terk etmemiş, silah bırakmaya direnç göstermiştir. Terör örgütünün eylem ve sabotajları, süreci sürdürülebilir olmaktan çıkarmıştır. Halkın hakkını, hukukunu koruyabilmek için kamu düzenini tahkim ederek özgürlük, güvenlik dengesini kurmak mutlak gerekliliktir. Bu anlayışla yeni programda reformlardan, hizmetlerden, yatırımlardan asla vazgeçilmeyecek, geri adım atılmayacak.
Akan kan duruncaya ve kamu düzeni tesis edilinceye kadar terörle mücadelemize, hukuk ve kardeşlik tam anlamıyla tesis edilinceye kadar da çözüm irademizi korumaya devam edeceğiz. Süreçte farklı sebeplerle oluşan güvenlik risklerini gidermek, bölge insanını ceberrut ve zalim örgütün baskısından korumak devletimizin öncelikli görevidir. Demokratikleşme konusunda atacağımız adımlarda muhatabımız tüm milletimiz olmaya devam edecektir. Önümüzdeki dönemde demokratikleşme çabalarımızı sürdürürken, tüm meşru toplumsal kesimleri muhatap alan bir anlayış içinde hareket edecek, hiçbir kesimin tek tipçi bir anlayışı vatandaşlarımıza dayatmasına izin vermeyeceğiz.
AA