Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
53. kuruluş yıl dönümünde konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan: Unutmayalım ki fikri ve vicdanı hür olmayandan hakim olmaz. Aklını ve vicdanını başkalarına kiralayan veya iradesine ipotek konmasına izin veren kişiden hakim olamaz.
Anayasa Mahkemesinin kuruluşunun 53. yıl dönümü dolayısıyla, tören düzenlendi. AYM Başkanı Zühtü Arslan törendeki konuşmasında, “Unutmayalım ki fikri ve vicdanı hür olmayandan hakim olmaz. Aklını ve vicdanını başkalarına kiralayan veya iradesine ipotek konmasına izin veren kişiden hakim olamaz. Hukuk devletinde uzaktan kumandalı yargı da yargıç da düşünülemez” sözleriyle, Pensilvanyadan aldıkları emirle hukuksuz tahliyelere imza atan hakimlere gönderme yaptı.
Vesayet büyük tehlike
Adaletin yalnızca kanunlardan ibaret olmadığını aynı zamanda, sözkonusu kanunların yorumlanması ve uygulanmasının da önemli olduğunu belirten Arslan sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiyede yargı belki de tarihinin en önemli ve hassas dönemlerinden birini yaşıyor. Adaletin tesisi gibi son derece ağır bir yükü taşıyan yargının bu yükünün altından hakkıyla kalkabilmesinin yolu ‘vesayet kavramıyla yüzleşmesinden geçmektedir. Bu konuda, siyasal ve hukuksal sistemin tüm unsurlarının da bir muhasebe yapması gerekmektedir. Vesayet sadece siyasi alanda değil, yargı alanında da aklın ve vicdanın serbestçe kullanılmasının karşısındaki en büyük tehlikedir. Bu nedenle yargı bağımsızlığı, hukuk devletinin olmazsa olmaz unsurudur.”
Hakimler çifte suç işledi
53. yıl dönümü töreni sonrası konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, AYMnin normalleşmesinden memnuniyet duyduklarını belirterek: “Paralel hakimler hem disiplin suçu, hem de ceza hukuku açısından suç işlediler” dedi.
UZAKTAN KUMANDALI YARGIÇ DÜŞÜNÜLEMEZ
“Yargının siyasallaşması hukuk devletinin sonu olur” diyen Arslan, “hukuk devletinde uzaktan kumandalı yargı da, yargıç da düşünülemez. Esasen yargı ve vesayet arasındaki patolojik ilişkinin bizatihi bir vesayet organına dönüşme ve vesayete tabi kılınma şeklinde tecelli eden iki boyutu vardır. Her iki durum da demokratik hukuk devleti açısından büyük bir tehlikedir. Birincisi yargı, toplum ve siyaset mühendisliğine soyunan bir vesayet kurumu olarak işlev göremez, görmemelidir. Kendisini sistemin sahibi ve nihai koruyucusu olarak gören ve bu nedenle kendisi dışındaki herkese ve her şeye ayar veren bir yargı anlayışı kabul edilemez. İkincisi, yargı kendisi üzerinde kurulacak her türlü vesayete de kararlılıkla karşı durmalıdır ” uyarısında bulundu.
Yeni Anayasa kaçınılmaz
Türkiyenin ulaşmış olduğu ekonomik ve siyasal gelişmişlik düzeyinde, yeni anayasanın kaçınılmaz bir zorunluluk olarak ortaya çıktığını kaydeden Arslan, “yeni anayasa için elverişli iklimi hazırlamak hepimizin ortak sorumluluğudur. Yeni Anayasa mümkün olduğu ölçüde tüm kesimlerinin katılımıyla hazırlanmalı. Kopyala-yapıştır yöntemiyle yeni anayasa yapılamaz” dedi.